Page 122 - Multidisipliner Covid 19
P. 122

BÖLÜM  07






          önceden böbrek hastalığı bulunması yüksek ölüm riski ile bağımsız olarak
          ilişkili bulunmuştur (5).  Almanya’da yapılmış bir çalışmada Gross ve
          arkadaşları (7) hastaların idrar tetkiklerini değerlendirmişler. Yoğun bakıma
          yatan hastalarda düşük antitrombinIII, ciddi hipoalbuminemi (1,4-1,9
          mg/dL), idrar tetkiklerinde de protein, eritrosit ve lökosit olduğu izlenmiştir.
          Klinikte takip edilen hastalarda ise albümin 2 mg/dL ve üstü, antitrombin
          düzeylerinin düşük ancak normal sınırlarda, tam idrar tetkiklerinin normal
          olduğu görülmüş. Bunun üzerine yoğun bakıma alınma kriterleri içine
          tam idrar tetkiki de eklenmiş ve bir algoritma düzenlenmiştir. Bu algo-
          ritmaya göre hastada albuminüri, lökositüri veya idrarda eritrosit, bunlardan
          iki veya üçü de var ise, kan albumin ve antitrombin III düzeylerine bakıl-
          ması, hastanın serum albumin 2 mg/dL altı veya antitrombin III konsant-
          rasyonu % 70’den az ise, “kapiller kaçak sendromu” açısından değerlen-
          dirilmesi önerilmektedir. Bu kriterler de mevcut ise hasta ciddi seyir ve
          yoğun bakım açısından yüksek riskli sayılması, orta riskli veya yüksek
          riskli değil ise üç günde bir hastanın idrar tetkikinin risk açısından
          değerlendirilmesi önerilmiştir.

          Hastalık seyri sırasında akut böbrek hasarının nedeni hemodinamik
          değişiklikler mi, sitokin hasarı mı, yoksa virüsün kendisinin neden olduğu
          hasar mı olduğu net değildir. Bu konuda yapılmış çalışmalar vardır.
          COVID 19’a bağlı solunum sıkıntısı ile ölmüş 26 hastada otopsi yapılmıştır.
          Çalışmaya alınan hastaların 11’inde diyabet, hipertansiyon, ve/veya kronik
          böbrek hastalığı mevcuttu. Dokuz hastada hastanede yatarken, hastalık
          seyri sırasında kreatinin artışı veya proteinüri şeklinde kendisini gösteren
          böbrek hasarı ortaya çıkmıştı. Patoloji preparatları incelendiğinde tüm
          hastalarda çeşitli düzeylerde akut tübüler hasar bulguları mevcuttu. Fırçalı
          kenar kaybı ile düffüz proksimal tübül hasarı, vakuoler dejenerasyon ve
          frank nekroz izlenmiştir. Ayrıca kapiller lümenlerinde trombosit ve fibrinoid
          materyal olmaksızın eritrosit agregatları mevcut olup, vaskülit veya
          enflamasyon bulguları saptanmamıştır. Dokuz hastanın yedisinin patolojik
          preparatında, elektron mikroskopi ile yapılan incelemede tübüler epitelde
          ve podositlerde Coronavirus partikülleri tespit edilmiştir. Örneklerde ACE
          II reseptörlerinin artmış olduğu gösterildi, 7 hastanın 3’ünde immün
          boyama ile SARS-CoV nükleoproteine karşı antikor saptandı (8).

          Seksenbeş olgunun takip edildiği başka bir çalışmada, daha çok hiper-




                                                                        121
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127