Page 622 - Multidisipliner Covid 19
P. 622
BÖLÜM 35
çekerler. Öte yandan hastalar uzun süre boyunca sosyal izolasyonda,
sevdiklerinden ayrı kalır ve sadece koruyucu kıyafetler nedeniyle tamamen
tanınmaz hale gelen ve bulaş riski nedeniyle hastalarına eskisine oranla
çok daha mesafeli durmak zorunda kalan sağlık çalışanları ile ancak kısıtlı
insani iletişim kurabilirler. Aileler hastaneye yatırılmış sevdikleriyle birlikte
olamayacakları için kaygılanır, daha fazla bilgi ve desteğe ihtiyaç duyarlar.
Sağlık çalışanları ekipman ve kaynak eksikliği nedeniyle genellikle sağlık
açısından riski yüksek ortamlarda, görmeye alışkın olmadıkları ani
kötüleşme ve ölüm riskine sahip olan hastaları tedavi ederek, her
zamankinden daha uzun saatler boyunca çalışırlar. Gerek alışılmadık
duruma uyum sağlamak, gerek artan iş yükünü karşılamak adına harcadık
enerji nedeniyle hem bedensel hem de ruhsal açıdan tükenirler. Bu
tükenmişliğin üzerine hem kendi sağlıklarını hem de yakınlarının sağlığını
tehdit eden salgın hastalığa karşın önlemler almaya çalışırlar.
Birçok hastane, psikiyatrik bozukluklarına ek olarak COVID-19'a sahip
olduğu tespit edilen ve psikiyatri servislerinde yatan hastaları diğer
uzmanlık servislerine taşımayı seçmiş ve bu hastaların yönetimini
konsültasyon ve liyezon psikiyatri personeline bırakmıştır. Birçok hastanede,
konsültasyon ve liyezon psikiyatrisiyle ilgilenen personel (psikiyatrist,
klinik psikolog, hemşire), enfeksiyon nedeniyle izole edilen hastalar için
psikolojik destek sağlamak için uğraşmaktadır.
Dolayısıyla pandemi, hastalanan kişilerin yanı sıra toplumdaki sağlıklı
bireyleri, sağlık çalışanlarını ve özel konumuzda psikiyatrik hastalığı olan
bireyleri etkileyen bir toplum sağlığı sorunu haline gelir.
COVID VE RUHSAL ETKİLERİ
Geçtiğimiz aylarda dünya nüfusunun önemli bir kısmı SARS CoV-2
virüsünün neden olduğu pandemiye bağlı olarak kısmi veya tamamen
karantinaya alındı. Bu durum, toplumsal adetlerimizi, ekonomimizi ve
sağlık sistemimizi önceden tahmin edemeyeceğimiz biçimde dönüştürdü,
değiştirdi ve bu değişim-dönüşüm hala devam ediyor.
Ocak ve Şubat 2020'de Çin'deki 194 şehirden örneklenen ve 1210 katılım-
cıdan oluşan bir çalışmada, katılımcıların % 54'ünün Covid-19 salgınının
621