Page 550 - Multidisipliner Covid 19
P. 550
BÖLÜM 30
COVID-19 vasküler inflamasyon ve plak instabilitesi yanı sıra çoklu
sitokinlerin ve kemokinlerin yoğun salınımı ile miyokart inflamasyonuna
yol açabilmektedir. Miyokardın doğrudan viral enfeksiyonu, miyokart
hasarının bir başka olası nedeni olup ileri tetkik gerektirmektedir.
Avrupa Kardiyoloji Cemiyetinin COVID-19 pandemi sırasında tanı ve
tedavi rehberinde STEMI hastaları ile ilgili önerilerinde ise SARS-CoV-2
testinin sonuçlanması zaman alacağı için tüm hastalar pozitif olarak kabul
edilmeli ve tanıdan reperfüzyona kadar maksimum gecikme süresi 120
dakikayı geçmemelidir uyarısı bulunuyor. Hasta acil PPKG olanağı olan
bir merkezde ise anjiyografi ekibi ve diğer hastaların korunması sağlanması
koşuluyla primer reperfüzyon stratejisi olarak girişimsel tedavi tercih
edilmelidir. Koroner anjiyografi laboratuvarı olmayan merkezlerde ise
PPKG için hastaların ilgili merkezlere transferi değerlendirilmelidir.
Fibrinolitik tedavi için kontrendikasyon olmayan hastalarda ise reperfüzyon
tedavisinin ilk basamağı fibrinolitik tedavi olmalıdır. NSTEMI hastalarında
ise hastanın hemodinamisi, kliniği ve EKG bulguları ışığında risk
değerlendirmesi sonrası girişimsel tedavinin zamanlanmasına karar
verilmesi önerilmektedir Tablo 11. (100).
Bu döneme özel diğer dikkat çeken durum ise İspanya’nın 71 hastanedeki
pandemi öncesi ve sonrası STEMI hasta ve işlem sıklığına ilişkindir.
İspanya genelinin %88’ini temsil eden rapora göre tanısal girişimlerde
%57, PPKG’de %40 ve elektif koroner girişimsel tedavide %48 oranlarında
bir azalma olmuştur. Buna karşın trombolitik tedavide bir miktar artış
gözlenmiştir (101).
Benzer şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde STEMI hastalarında
PPKG’nin yoğun olduğu (yıllık >100 PPKG) merkezlerin kayıtları
incelendiğinde COVID-19 pandemisi sonrası STEMI sıklığında %38
oranında anlamlı bir azalma (%95 CI: 26, 49; p<0.001) yanı sıra girişimsel
koroner tedavilerde de İspanya’dakine paralel oranda bir azalma oranı
bildirilmiştir. Bu denli oranların azalmış olması tahmin edilebileceği gibi
hastalığa yakalanma endişesi, yanlış teşhis ve trombolitik tedavi tercihine
dayandırılmaktadır.
549