Sağlıkta Dönüşüm Programı ile piyasalaşan; hastaya müşteri, hastanelere işletme ve bizlere de köle gözüyle bakılan Türkiye sağlık sistemi; pandemi ve krizlerin etkisiyle gittikçe tıkanmaktadır. Sağlık sistemindeki tıkanmışlığının çözümü için ise sistemi gözden geçirip değiştirmek yerine; yaşananlardan ders alınmamışçasına, çalışanların üzerine daha fazla yüklenilmektedir. Çalışanların ücretleri her geçen ay erirken çalışma şartları daha da zorlaşmaktadır. Hekimlerin büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında ücret alırken, her gün sağlık kurumlarında yaşanan kaos ortamını idare etmek zorunda kalmaktadırlar. Dayanılmaz hale gelen koşullar sonucu son iki yılda binlerce hekim kamudan istifa etmiş ve yine binlercesi yurt dışına gitmektedir. Uzun süredir nitelikli sağlık hizmeti alamayan toplum; artık hekim bulamamaktadır.
Özlük haklarımız ve toplumun sağlık hakkı için Türk Tabipleri Birliği olarak 2021 Ekim ayında başlattığımız “Emek Bizim, Söz Bizim” eylem süreci boyunca 2021 Aralık’ta TBMM’de kabul edilip sonrasında uygunsuz biçimde geri çekilen yasa tasarısı, 14 Mart’ta Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan 5 vaat ve son olarak da sağlıkta şiddet ve malpraktis ile alakalı, etkili olmadığı aşikar olan yasal düzenleme gibi gelişmeler yaşandı. Aylardır oyalama ve algı yönetimi dışında somut bir adım göremiyoruz. 07.06.2022 tarihinde TBMM’ye getirilen yasa teklifi de hayal kırıklıklarımıza bir yenisini ekledi.
Yasa Teklifinin Bazı Maddeleri Hakkında Bilgi Notu
03.08.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7146 sayılı kanunla 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na ek 84. madde eklenmiş ve kamudan emekli olan tabip veya diş tabibi kadro ve pozisyonları esas alınarak emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olup, aylıklarıyla birlikte makam tazminatı ödenmesine hak kazanamamış olan tabip ve diş tabiplerinden ilgili mevzuatına göre uzman olanlara her ay emekli aylıklarıyla birlikte ilave ödeme yapılacağına dair düzenleme yapılmıştır. Yeni düzenleme ile ilave ödeme tutarını belirleyen gösterge rakamları uzman hekimler için 17.000 iken 26.000 hekimler için 13.000 iken 20.000 olarak yükseltilmiştir.
Adli Tıp Kurumu, tıp fakülteleri ve Sağlık Bakanlığı bünyesinde ek ödemelerin merkezi bütçeden karşılanmasına dair ilgili hükümlerde değişiklikler yapıldı. Sağlık Bakanlığı bünyesinde yapılacak ek ödemelerde sağlık kuruluşunun mali durumunun esas olmasına dair kural değiştirilirken amaçlandığı belirtilen “eşitliğin” çıtasının neye göre belirleneceğine dair açıklık getirilmedi.
2547 sayılı kanunun 58. maddesindeki değişiklikle ek ödeme matrahları yükseltilirken 209 sayılı kanunun ek-3. maddesinde değişiklik yapılırken sadece pratisyen tabip ve diş tabipleri yönünden katkıya bağlı olmaksızın yapılacak ek ödeme oranı % 180’den %265’e yükseltilirken bakanlık veya bağlı kuruluşlarının kadrosunda tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık mevzuatına göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uzmanlık eğitimi veya yan dal uzmanlık eğitimi yaptırılanlar için de bu hükmün uygulanacağı kabul edildi. Böylelikle tıp fakültelerine tahsis edilen az sayıda Sağlık Bakanlığı adına tıpta uzmanlık eğitimi alan hekimlere de ek ödeme yapılacağına dair hüküm konuldu.
209 sayılı kanunun 5. maddesindeki “ek ödeme yapılabilir” ibaresi korunarak bu ödemenin yapılmayabileceğine dair örtük beyan değiştirilmemiştir. Öte yandan “Her bir sağlık tesisinde ek ödemeye esas işlemleri denetlemek üzere inceleme heyetleri oluşturulur” cümlesi eklenmiş, ancak “denetim” yetkisi verilen heyetin bileşimine ilişkin belirleme yapılmadığı gibi sağlık hizmetinin niteliğini artırmaya yönelik bir değerlendirme yapılmasından söz edilmediği de görülmektedir. Madde ile bu düzenlemeler Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “uygun görüşü” üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmıştır.
3359 sayılı yasanın “Bazı sağlık personelinin atanması” başlıklı ek madde 1’de düzenlenen açıktan atamalara ilişkin kuraya ilişkin usul ve esaslar ile bunların Sağlık Bakanlığı’ndaki atama ve yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği düzenlemesi eklendi. Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi verebilme yetkisini belirleyen 2. fıkradan “Kamu kurum ve kuruluşlarının uzman tabip, tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman, tabip, diş tabibi ve eczacı kadro ve pozisyonlarına yapılacak açıktan atamalar, açıktan atama izni alınmaksızın mevzuatta öngörülen işlemlerin tamamlanmasından sonra gerçekleştirilir ve bunların yerleştirilmeleri Sağlık Bakanlığınca sınavsız ve kura ile yapılır” bölümü çıkarıldı.
Devlet hizmeti yükümlülüğünü düzenleyen ek-3. maddedeki “veya ilgililerin talebi halinde 10.7.2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanuna tâbi sözleşmeli sağlık personeli” ibaresi yürürlükten kaldırılarak “Devlet hizmeti yükümlülüğünü yapmakta olan personel bulundukları ilde 4924 sayılı Kanuna tabi sözleşmeli sağlık personeli olarak çalışabilirler” hükmü eklendi.
4924 sayılı yasada sözleşmeli olarak çalışabilecek hekim kadro sayısı da 22 binden 27 bine çıkarıldı.
2021 Aralık Düzenlemesi ile Mevcut Yasa Teklifi Arasındaki Önemli Farklar
Aralık 2021’de TBMM Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edilmesine rağmen TBMM İçtüzüğü’ne aykırı olarak komisyona çekilerek metinden çıkarılan teklifte, emekli pratisyen hekimlerin ilave ödeme tutarını belirleyen gösterge 13 binden 33 bine; uzman hekimlerin ise 17 binden 40 bine çıkarılacakken yeni yasa teklifi ile sırasıyla 20 bin ve 26 bine yükseltilmiştir. Başka bir ifadeyle pratisyen hekim emekli aylığında 3.050, uzman hekim emekli aylığında 3.400 lira iyileştirme yerine yeni yasa teklifiyle sırasıyla 1.600 ve 2.100 lira iyileştirme yapılacak.
Aynı zamanda, yeni teklifle 5510 sayılı yasanın 4/C maddesine tabi olanların da ek ödeme alması sağlanırken önceki teklifin aksine çalışma halinde ek ödemenin kesileceğine dair hüküm korundu.
2018 yılında olduğu gibi kamudan emekli olmayan veya sosyal güvenlik mevzuatındaki değişiklikler nedeniyle bu haktan yararlandırılmayan hekimler yönünden bir düzenleme yapılmamıştır. Böylelikle emekli hekimler arasında, sosyal güvenlik kurumu kaynaklı ayrımcılık daha da arttı.
Aralık 2021’deki düzenlemede pratisyen hekim sabit ek ödeme oranları %180’den %450’ye; uzman hekimlerin %335’ten %695’e, eğitim görevlilerinin %410’dan %770’e yükseltilecekti. Mevcut yasa teklifinde ise pratisyen hekimlerin sabit ek ödeme oranı %180’den %265’e yükseltildi. Örneğin; 3.773 lira olan pratisyen sabit ek ödemesi, Aralık 2021’deki düzenlemeyle 9.000 lira civarında olacak iken, yeni yasa teklifiyle 5.000 lira gibi bir miktarda olacaktır.
Yasa Teklifinin Geneli ve Bazı Maddeler Özeli Hakkındaki Görüşümüz
Altı aydır merakla beklenen düzenleme, hekimler ve sağlık çalışanlarında büyük ölçüde hayal kırıklığı yaratmıştır. “Yetersiz de olsa olumlu ancak kapsayıcı değil” diyerek eleştirdiğimiz 2021 yılının aralık ayındaki düzenlemeye göre birçok açıdan daha geride bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Üstelik, aralık ayındaki düzenlemede ödemeler sabit ek ödeme üzerinden artarken; mevcut yasa teklifinde ödemeler daha güvencesiz olan performans ve sözleşmeli çalışma üzerinden artırılmakta; mesai dışı çalışma teşvik edilmektedir. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğunun emekliliğe yansıyan tek ödeme isteğine rağmen performansa dayalı ek ödeme ısrarı halen devam etmektedir.
Sabit ek ödemenin genel bütçeden karşılanmasıyla birlikte mahsuplaşma olacağı için performans ek ödeme artışı birçok sağlık kurumunda etkili olamayacaktır.
Bilindiği gibi mevcut mevzuatta da “tıbbi işlem” şöyle tanımlanmaktadır: “Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlıkça çıkarılacak yönerge ile belirlenen ve genel tıbbi işlemler puanına esas olan işlemler ile özellikli tıbbi işlemler puanına esas işlemler.”
Yapılan değişiklikte tıbbi işlemin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmesine dönük bir değişiklik yapılmamıştır. Kaldı ki performansa dayalı ek ödeme sisteminin sağlık hizmetine ve sağlık sistemine verdiği zarar açık olmasına karşın bu hasarı gidermeye yönelen bir tutum da yoktur.
Aile hekimlerinin özlük haklarıyla ilgili herhangi bir düzenleme içermeyen yeni yasa teklifinde; eğitim aile sağlığı merkezi ve eğitim aile hekimliği birimlerinde görev yapan öğretim üyeleri ile öğretim görevlilerine kendi kurumlarından da ödeme yapılabilmesine yönelik değişiklik yapıldı. Bunun dışında; 1219 sayılı kanunun geçici 9. maddesindeki sözleşmeli aile hekimlerinin tıpta uzmanlık sınavı sonuçlarına göre, merkezi yerleştirmeye tabi olmaksızın, Tıpta Uzmanlık Kurulu’nca belirlenen esaslar çerçevesinde aile hekimliği uzmanlık eğitimi yapabilmelerine olanak veren geçici hükmün süresi 01.01.2020 tarihinde dolmuştu. Yeni düzenlemeyle uygulamanın 01.01.2029 tarihine kadar uzatılması amaçlandı.
Sözleşmeli Aile Hekimliği Uzmanlık Eğitimi (SAHU) ile mevcut pratisyen aile hekimlerinin eğitimlerine katkı sağlansa da standart aile hekimliği uzmanlık eğitimi alan hekimlerle aralarında eğitim birimine yerleşmedeki TUS başarısı, alınan ücret, eğitim bitişinde uzman olarak atamanın yapıldığı yer gibi konularda adaletsizlikler içerdiği gözlenmektedir.
Sonuç olarak; yaşanılan ekonomik kriz nedeniyle geçinemeyen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının emekliliğe yansıyan ücret artışı, sağlıklı çalışma şartları talepleri yine sonuçsuz bırakılmıştır. Önümüzdeki dönemde de sağlık çalışanlarının geçinmekte çok zorlanacakları ortadadır.
Türk Tabipleri Birliği olarak hekimlerdeki en düşük ücretin yoksulluk sınırının en az iki katı olmasını, 7200 ek göstergeyi, tüm çalışan ve emekli sağlık çalışanlarına insanca yaşayacakları maaş verilmesini aylardır talep ediyoruz. Ancak mevcut yasa teklifinden de görülmektedir ki hekimlerdeki en düşük aylık; temmuzda ücretlerimize yansıyacak enflasyon farkına rağmen, yine yoksulluk sınırının altında kalacaktır. Aylardır beklememize ve taleplerimizi en yüksek sesle dile getirmemize rağmen aklımızla dalga geçen bu zayıf düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Hakkımız olanı alana kadar eylemlerimize devam edeceğimizi duyuruyoruz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi