Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Taksim Gezi Parkı direnişi ve sonrasındaki toplumsal olaylarda yaralanan yurttaşların sağlık durumuna ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
POLİS TERÖRÜNÜN BİLANÇOSU; 20 ‘Sİ AĞIR OLMAK ÜZERE BİNLERCE YARALI VAR.
Taksim Gezi Parkı’nda AVM yapılmasına karşı İstanbul’da başlayan protesto eylemlerine Türkiye’nin dört bir yanından destek geldi.
Gezi parkı protestosuna güç vermek ve hükümetin baskı politikalarına karşı çıkmak için bir araya gelen, yüzbinlerle ifade edilecek kalabalıklara emniyet güçlerinin müdahalesi çok sert oldu.
Polis, demokratik haklarını kullanan eylemcilere yoğun biber gazıyla, kafalara, gözlere isabet eden gaz kapsülleri ile ve plastik mermilerle karşılık verdi.
İstanbul Tabip Odası’nın İl Sağlık Müdürlüğü’nden aldığı bilgilere göre İstanbul’da hastanede yatırılarak tedaviye alınan 26 kişi, hayati tehlikesi olan 2 kişi, yoğun bakımda yatan 5 kişi bulunmaktadır. Ayaktan tedavi olan hastalar ile birlikte bu süreçte hastalar toplam 880 kişi hastanelere başvurmuştur.
Ankara’da ki eylemlerde ise Ankara Tabip Odası’nın hastanelerden meslektaşlarımızın ilettiği bilgiler doğrultusunda elde ettiği verilere göre 15’i ağır olmak üzere en az 414 yaralı bulunmaktadır. Ankara Numune hastanesinde polis saldırısıyla kafasından yaralanan bir genç ölümle pençeleşmektedir.
İzmir Tabip Odası’nın ilettiği verilere göre 2 gün içerisinde hastanelere 420 yaralı başvurmuş, bunların 60’ı ambulanslarla taşınmıştır.
Diğer illerde de çok sayıda yaralı olduğu bilinmektedir.
Yaralanmaların çoğu , tazyikli suyun ölçüsüz biçimde insan bedeni hedef alınarak kullanılması, biber gazı kapsüllerinin eylemcilerin üzerine sıkılması, doğrudan hedef alınarak direkt fırlatılması ve plastik mermilerin yakın mesafeden ateşlenmesiyle gerçekleşmektedir. Çok sayıda yurttaşımız söz konusu yaralanmalar neticesinde gözünü kaybetmiştir. Kafatası kırığı ve beyin kanaması geçiren, beyninde yabancı cisim bulunan hastalar vardır.
Bilimsel olarak sağlığa zararlı olduğu, altta yatan kimi hastalıkların varlığında ölümcül sonuçlar yaratabildiği bilinen biber gazının toplumsal olaylarda fütursuzca kullanılıyor olması başlı başına bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu da yetmezmiş gibi içeriği bilinmeyen başka gazların da kullanıldığı iddiası ortada durmaktadır. İnsan sağlığını bu derece yakından ilgilendiren bir konuda İçişleri Bakanlığı’nın ivedilikle açıklama yapması, kullanılan kimyasalların içeriğini kamuoyuyla paylaşması gerekmektedir.
Ustalık dönemini yaşayan bir iktidarın gösterdiği ustalık kendi halkına saldırmak olmamalıdır. Kontrolsüz polis şiddeti derhal durdurulmalıdır.
Olaylarda yaralanan yurttaşların sağlık durumlarına ait bilgiler Türk Tabipleri Birliği’ne ulaştıkça kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Merkez Konseyi