Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu’nun 24 Kasım 2018 Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesi açıklandı:
Hekimlik ve İnsanlık Değerlerine Müdahalelere Sessiz Kalmayacağız
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Yönetim Kurulu (GYK) TTB Merkez Konsey üyelerinin, 27 tabip odası yöneticilerinin, TTB’nin kol, çalışma grupları ve yayın organlarının temsilcilerinin katılımıyla 24 Kasım 2018 tarihinde toplanmış ve aşağıdaki konularda bir yol haritası çıkarmıştır.
11 Kasım 2018 tarihinde TBMM’de kabul edilen torba yasa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hekimlere ve hekimlik değerlerine yönelen en ciddi saldırılardan biridir. Herhangi bir yargı kararına dayanmayan, muhalif olmayı, itiraz etmeyi hekimlik mesleğinin yapılmasını engelleyen bir suç kalıbına sokan bu anlayış kabul edilemez. TBMM’de yasalaşan kısıtlamaların kaldırılmasını talep ediyoruz ve bu yasa ya da çıkarılacak herhangi bir yasa ve yönetmelik ile hekimliğin sınırlarının, çalışma koşullarının siyasal zeminde belirlenmesini kabullenmeyeceğimizi, bu tür kısıtlamalara kararlılıkla karşı duracağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
1)TTB GYK olarak 2 Ekim 2018 tarihinde vahşice öldürülen Dr. Fikret Hacıosman’ı ve kaybettiğimiz tüm hekimleri saygıyla anıyoruz. Sağlıkta şiddete karşı büyük bir mücadele yürüten tabip odalarına ve hekimlere teşekkürlerimizi iletiyoruz. Başta bu mücadelemizi ve haklılığımızı görmezden gelen, talep ettiğimiz “şiddeti önleme yasası”nı çıkarmayan hükümet üyeleri ve milletvekilleri olmak üzere, tüm milletvekillerini, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti engelleyecek etkili bir yasal düzenleme için harekete geçmeye bir kez daha çağırıyoruz.
2) Yasa, hukuksal bir gerekçe olmadan, binlerce hekimin mesleklerini yapmalarının önünde engeller çıkarmıştır. Genel Yönetim Kurulu (GYK), torba yasadaki 5. maddeyi insanlık ve hekimlik değerlerine büyük bir saldırı olarak görmektedir. TTB’nin ve hekimlerin bu yasaya karşı mücadelesi devam edecektir.
3) Kendisi de bir doktor olduğu halde, sağlıkta şiddetin bunca yoğun ve güncel olduğu bir dönemde hekime yönelen şiddeti daha da tahrik edeceğini bile bile “bu başhekimler sopalık” diyebilen TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Şenel Yediyıldız’ı derhal istifaya davet ediyoruz.
4) Demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olan sendikaların ve meslek odalarının varlık nedeni iktidarların politikalarını alkışlamak değil, bilakis, yanlışları eleştirmek, eksikleri göstermek ve öneriler geliştirmektir. İktidar partileri bu eleştirileri tahammül ve hoşgörü ile karşılamalı ve bunlardan dersler çıkarmalıdır. Ancak, ne yazık ki, mevcut hükümet öncekilerden devraldığı TTB ve tabip odalarını güçsüzleştirme girişimlerine torba yasa ile devam etmiştir. Hekimler bu kötü niyete, TTB’ye ve tabip odalarına bağlılıklarını gün be gün artırarak karşılık vermektedir. TTB ve tabip odaları hekimlerin biricik ve vazgeçilmez meslek örgütüdür; bunu hiçbir politik müdahale engelleyemeyecektir.
5) TBMM’de kabul edilen torba yasa hekimliği ve hekimlik eğitimini hedef alan, sağlığın piyasalaşmasında önemli yer tutan Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne ve şehir hastanelerine birçok avantaj getirirken, aile hekimlerinin haklarını kısıtlamıştır. TTB ve tabip odaları olarak özlük haklarımızı ve hekimlik değerlerini zedeleyen, toplumun kaynaklarını kötüye kullanan bu uygulamalara karşı mücadelemize devam edeceğiz.
6) Dünyamız ve ülkemiz siyasal, ekonomik ve toplumsal bir krizin sarmalı içindedir. Hekimler de dahil olmak üzere bütün çalışanların iş ve yaşam koşulları her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Hem özel sektörde hem de kamuda hekimlerin temel maaşlarının çok düşük olması, döner sermaye ve hakediş yoluyla elde edilen gelirlerin güvencesiz ve her an kaybedilebilecek nitelikte olması; öte yandan yüzde 25’leri geçen enflasyonun ücretlerde yarattığı erozyon sorunları daha da büyütmüştür. Hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının kapanması ya da el değiştirmesiyle işsiz kalan, maaşları-hakedişleri gasp edilen hekimlerin, sağlık çalışanlarının haklarının korunması ve emekli hekimlerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için kapsamlı bir çalışma yapılmalıdır.
7) Sağlık Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçesi sağlıktaki eşitsizlikleri ve cepten harcamaları daha da arttıran, özelleştirmeci ve piyasacı bir içeriğe sahiptir. Maalesef bu bütçede hekimlerin özlük haklarını iyileştiren herhangi bir ek kaynak yaratılmamıştır.
TTB ve tabip odaları halka sağlıksızlığı, hekimlere yoksulluğu ve sömürülmeyi dayatan ekonomik politikalara karşı duracaktır.
8) Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin geçtiğimiz dönem görev yapan üyeleri hakkında “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması nedeniyle açılan dava 27 Aralık 2018 tarihinde Ankara’da görülmeye başlanacaktır. Tabip odalarını ve hekimleri barışa, hekimlik ve insanlık değerlerine sahip çıkan TTB yöneticileriyle birlikte olmaya davet ediyoruz.