Başbakan Binali Yıldırım’ın AKP Grup Toplantısında "Dün bir arkadaşımız söyledi, çok ilgimi çekti.
Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Ne için gidiyorlarmış biliyor musunuz? Kız bakmaya gidiyorlarmış. Artık hastaneler o kadar şirin hale geldi ki, vatandaşlar oğullarını, kızlarını evlendirmek için acil servislere gidiyorlar, oralara yuvalar kurmak için ziyaretler yapıyorlar. Acil servisler artık sadece sağlık hizmeti vermiyor, yuva kurmak için de hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu" şeklindeki sözlerini hayretler içinde izledik.
Başbakan’a soruyoruz;
– Acil servislere acil olmayan nedenlerle yığılmaların AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı ile tavan yaptığını,
– Türkiye’de yıllık acil servis vaka sayısının 115 milyonu, yani mevcut nüfusumuzu geçtiğini, bu haliyle Türkiye’nin dünyadaki “nadir” ülkelerden biri olduğunu,
– Cepten ödemelerin her geçen gün arttırıldığı sağlık sisteminde, başta Genel Sağlık Sigortası prim borçluları olmak üzere, sağlık güvencesi olmayan pek çok yurttaşımızın sıklıkla acil olmayan sebeplerle soluğu acil servislerde almak zorunda kaldığını,
– Sağlıkta akıl almaz boyutlara ulaşan şiddet olaylarının en çok 112 ve acil servislerde yaşandığını,
– Fiziksel ve ruhsal yıpranma oranlarının en çok acil servislerde görevli sağlık çalışanlarında görüldüğünü, Acil Tıp Anabilim Dalında görevli Asistan Dr.Melike Erdem’in yaşadığı tükenmişlik nedeniyle hayatına son verdiğini,
– Sağlık iş kolundaki iş kazalarının en yoğun yaşandığı yerlerin acil servisler olduğunu, Dr.Mustafa Bilgiç’in acil servis görevinde iken geçirdiği iş kazası nedeniyle 28 yaşında hayatını kaybettiğini,
– Ağır iş yükü, ardı sıra nöbetler, yanlış kadro politikaları, döner sermaye ve performans kaygıları nedeniyle Acil Tıp Anabilim Dallarında asistan eğitiminde kabul edilemez eksiklikler olduğunu,
– Güneydoğu Bölgesindeki çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle on binlerce yurttaşımızın acil sağlık hizmetlerine dahi erişiminin olmadığını, bu bölgede acil servislerde görevli meslektaşlarımızın yoğun baskı ve tehdit altında çalışmak zorunda kaldığını,
– Ve hepsinin ötesinde, sarf ettiği bu sözlerin kadın emek gücünün en yoğun olduğu iş kollarından biri olan sağlık iş kolunda, başta kadın sağlık çalışanlarını olmak üzere, acil servislerde görevli sağlık çalışanlarını cinsel nesne haline getirdiğini biliyor mu?
Acil servislerdeki sorunları, şiddet olaylarını, hak kayıplarını defalarca dile getirdik, haykırdık, belgeledik, iş bıraktık, hukuki yollarla mücadele verdik. Bugün ne yazık ki Başbakan tarafından sarf edilen bu talihsiz sözler sözün bittiğini ortaya koyar niteliktedir.
Artık yeter, ülkemizin sağlık ortamı ile ilgili gayrı ciddi hiçbir yorum ve uygulamaya sessiz kalmayacağımızı tekrar hatırlatıyor, Başbakan’ı acil servislerde görevli sağlık çalışanlarından özür dilemeye ve hepsinden ötesi ciddiyete davet ediyoruz. Dileriz ki, Başbakan Binali Yıldırım’ın sözlerini yerinde dinleyen Sağlık Bakanı da çalışma ortamımıza yönelik çalışma ahlakı dışı bu yorumlara karşı tavrını koymaktan geri durmaz.
Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi