Soma’da yitirdiğimiz
canları anmak, Soma’yı Unutmadık, Unutmayacağız demek için Saat 12.30’da Heykel ’de yapılan
basın açıklamasına katıldık
SOMA SON OLMADI! İŞ
CİNAYETLERİ CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
İKİ YIL ÖNCE SOMA
FACİASI’NDA YAŞAMLARINI YİTİREN EMEKÇİLER ANILIYOR
AKP’NİN İKTİDAR
YILLARINDA 17 BİNDEN FAZLA EMEKÇİ İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ
İKTİDAR FACİADAN SONRA
DERS ALMAK YERİNE YENİ KATLİAMLARA ZEMİN HAZIRLAMAYA DEVAM EDİYOR
Manisa’nın Soma ilçesinde iki yıl önce 13
Mayıs’ta yaşanan Türkiye’nin en büyük maden faciasında yaşamlarını yitiren 301
işçi, çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bursa İş Cinayetlerini Durduralım
Platformu tarafından Heykel’de düzenlenen anma etkinliğnde AKP’nin iktidar
yıllarında 17 bin kişinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği belirtilerek, iş
cinayetlerinin başlıca nedeninin uygulanmakta olan neoliberal ekonomi
politikaları olduğu ifade edildi.
Heykel Atatürk Anıtı önünde Soma faciasının
ikinci yıldönümü nedeniyle; Bursa İş Cinayetlerini Durduralım Platformu adına
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Mart tarafından
yapılan basın açıklamasında 301 emekçinin acısının hala yüreklerde olduğu
belirtildi. “Bugün, bu acıyı unutturmamak için, böyle acıların bir kez daha
yaşanmaması için alanlardayız” denilen açıklamada Soma gibi bir faciadan sonra
dahi her ay onlarca emekçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam
ettiğine dikkat çekildi.
Hükümet ve ilgili kamu kurumlarının bu konuda
yaptıklarının ders almak yerine sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak ve yeni
katliamlara zemin hazırlamak olduğu ifade edilen açıklamada, “İş cinayetlerinin
başlıca nedeni; ülkemizde uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikaları
sonucunda iş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimlerinin artması, çalışma
koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşmanın
yaygınlaşmasıdır” denildi.
‘KÖLELİK YASASI İLE EMEKÇİLERE BİR
DARBE DAHA VURULDU’
Son olarak AKP tarafından TBMM’den geçirilen,
‘Kölelik Yasası’ olarak adlandırılan Özel İstihdam Büroları Yasası ile
emekçilere bir darbe daha vurulduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi:
“Bu düzenleme ile; güvencesiz, kuralsız ve
esnek çalışma yaygınlaşacak, iş güvencesi tamamen ortadan kalkacak, emekçiler
açlık sınırının altında ücretlerle çalışmaya mahkum edilecek, örgütsüz çalışma
yaygınlaşacaktır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından en riskli işçiler yine
kiralık işçi statüsünde çalışan emekçiler olacaktır. Ayrıca bu yasadan en
olumsuz etkilenecek olanlar kadın işçiler olacak ve kadın işçiler üzerindeki
sömürü derinleşecektir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında, işçiyi
her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları
tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu
olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı
karşıyayız. En son Cumhurbaşkanının 8. İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda
‘İşçilerin ‘bana bir şey olmaz’ anlayışıyla hareket ettikleri için iş güvenliği
ihlalleri yaptığı ve canından olduğu’ söylemi bunun en net yansımasıdır.
‘SOMA’DA GERÇEK SORUMLULAR
YARGILANMIYOR’
Türkiye’de özellikle AKP iktidarı döneminde
üretim; teknik bilgi ve alt yapı olarak yetersiz, deneyimi ve deneyimli uzmanı
bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Kamusal denetimin de yeterli ve
etkin bir biçimde yapılamaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliama
dönüşmesine neden olmuştur. AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den beri iş
cinayetlerinde 17 binin üzerinde emekçi yaşamını yitirmiştir.
Ne yazık ki Soma gibi büyük bir facianın
ardından yürütülen, gerçek sorumluların yargılanmadığı, sorumluların görünen
bir kısmının yargı önüne çıkartıldığı dava kamuoyunu tatmin etmekten uzaktır.
Soma’da yaşanan acı gerçeğin nedenleri
ortadadır. Bu nedenler ile hesaplaşılmadığı sürece fabrikalarda, madenlerde,
inşaatlarda ve tüm çalışma alanlarında bizleri bekleyen yeni Soma’ların
yaşanması kaçınılmazdır.
Soma katliamı göz göre göre gelmiştir. Çünkü;
ocakta kömürün içten içe yandığının bariz göstergesi olan karbon monoksit
gazının aylardır limit değerlerin üzerinde seyretmesi ve gaz sensörlerinde bu
değerlerin belli olmasına rağmen önlem alınmaması, ocak sıcaklığının bir aydan
beri normalden yüksek olması, işçilerin baş ağrısı şikayetlerinde bulunması ve
bu işçilerde ağrı kesici ilaçların yoğun olarak kullanımı net bir şekilde kömür
yangınını göstermesine karşın üretim zorlamasının devam ettirilmesi katliamın
meydana gelmesinin ana nedeni olmuştur.
Bizler; göz göre göre ölümle karşılaşmanın ne
kader ne de fıtrat olmadığını çok iyi biliyoruz.
Her anı ölüm, sakatlanma ve meslek
hastalıklarına yakalanma riski taşıyan çalışma koşullarının ortadan
kaldırılmasının zor olmadığını çok iyi biliyoruz.
Biz yaşamını alın teriyle kuran emekçiler,
güvenceli koşullarda çalışmak ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.
Güvencesiz, sendikasız ve kayıt dışı
çalıştırılmak istemiyoruz.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği kavramlarıyla
temelden çelişen ve özellikle kamuya ekonomik anlamda da yük olan, işçileri
köleleştiren taşeron ve rödovans sistemlerine son verilmesini istiyoruz.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları
piyasacı yaklaşımlarla çözülemez. Sendikaların, meslek odalarının,
üniversitelerin karar süreçlerinde ve yönetiminde yer aldığı, idari ve mali
yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği
Kurumu bir önce oluşturulması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz.
Soma’da yaşanan iş cinayetini doğuran
nedenler ve bu cinayetin sorumluları ile hesaplaşmadan sağlıklı ve güvenli
çalışmanın mümkün olmadığının altını bir kez daha çiziyoruz.
Soma’yı
unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.”
Bursa İş
Cinayetlerini Durduralım Platformu
DİSK Güney Marmara Bölge Temsilciliği
KESK Bursa Şubeler Platformu
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu
BTO (Bursa Tabip Odası)
TÜMTİS Bursa Şubesi
BDO (Bursa Diş Hekimleri Odası)
BEO (Bursa Eczacılar Odası)
BSMMMO (Bursa Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler
Odası)
ÇHD (Çağdaş Hukukçular Derneği)
BURSA BAROSU
ÇGD (Çağdaş Gazeteciler Derneği)