Site icon Bursa Tabip Odası

Sokak Hayvanları Yalnız Değildir!

Bursa Veteriner Hekimler Odası öncülüğünde Akademik Odaların katılımıyla sahiplendirilemeyen sokak hayvanlarının uyutulmasıyla ilgili yasa tasarısı hakkında bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Basın açıklamasına, Bursa Tabip Odası, Bursa Eczacı Odası, Bursa Diş Hekimleri Odası, Bursa Barosu, Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Harita Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB İç Mimarlar Odası Bursa Şubesi, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi, TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi katıldı.

Gerçekleştirilen açıklamada, Bursa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Melike Baysal, sahipsiz hayvanların itlafına sebep olacak her türlü uygulamanın karşısında olduklarını vurguladı.

Bursa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Melike Baysal’ın açıklamasının tamamı şu şekilde;

YASALAR ÖLDÜRMEZ, YAŞATIR

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlıkları’nın iş birliğinde Hayvanları Koruma Kanunu’nun yasa değişiklik tasarısı hazırlandığını, teklifin önümüzdeki haftalarda TBMM’ne geleceğini basından öğrenmiş bulunuyoruz. 

Değişiklik taslağı hazırlanırken Türk Veteriner Hekimleri Birliği, veteriner hekim meslek örgütleri, ilgili meslek örgütleri ya da STK’ların görüşü alınmamıştır. Tasarının içeriğini bilmiyor, basına yansıyanlardan ise kaygı duyuyoruz. Basındaki haberlerden edindiğimiz bilgilerden; bu taslak kanunun daha önceki değişiklikler gibi sahadan ve bilimsellikten uzak, uygulanması mümkün olmayan, toplum vicdanını rahatsız eden değişiklikleri içerdiği ve ülkemize bu alanda bir 20 yıl daha kaybettireceği kaygısı taşımaktayız.

Veteriner hekimler olarak sahipsiz hayvanların itlafına sebep olacak her türlü uygulamanın karşısında olduğumuzu, bu uygulamaların hayvan refahı açısından kabul edilemez olduğunu kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu hissediyoruz. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), evcilleştirilmiş bir tür olan köpeklerin topluma bağımlı olduğunu, sahipsiz oldukları durumlarda dahi sağlık ve refahlarını sağlamanın etik bir sorumluluk olduğunu hatırlatmaktadır.

2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu öncesinde, sahipsiz hayvanlar insani olmayan yöntemlerle yok edilmekteydi. Ancak gelişen toplumsal bilinç ve itirazlar sonrası  5199 sayılı kanun çıkarılmış ve her türlü itlaf yasaklanmıştı. 5199’a göre yerel yönetimler geçici bakımevi kuracak, sahipsiz hayvanların tedavisi ve rehabilitasyonunu gerçekleştirerek, kısırlaştırıp, aşılayarak yaşadığı bölgeye geri bırakacaktı. Yani yerel yönetimler sahipsiz hayvanların sağlıklı yaşamaları ve refahlarını sağlamakla görevlendirilmiştir. Ancak kanuna rağmen yerel yönetimler, birkaçı dışında maalesef kanunda geçen yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Seçimden seçime sahipsiz hayvanları hatırlayan yerel yönetimler sahipsiz hayvanlar için kaynak ayırmak yerine tüm yükü kurumlarda çalışan veteriner hekimlerin üzerine bırakmışlardır.

 Sahipsiz hayvan populasyonun artmasının en büyük nedenlerinden biri yerel yönetimlere Hayvanları Koruma Kanunun herhangi bir cezai yaptırım getirmemesi olmuştur. Kanunun 2021 yılındaki revizyonu da cezasızlığı devam ettirmiş, “Geçici Madde 4 – (Ek:9/7/2021-7332/16 md.) Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür.” hükmüne rağmen yerel yönetimlerce gereken adım atılmamıştır.

Özet olarak; kanun çıkarılmış, sorumluluk verilmiş ama denetim yapılmamış, bütçe ayrılmamış, kanununun gereğini yapmayanlara yaptırım uygulanmamıştır.

 Gelinen noktada ise sahipsiz hayvanların popülasyonu artmış, her biri mahalle sakini olan sahipsiz hayvanlarımızın hayvan refahına uygun olmayan barınak adı altındaki yerlere toplatılması, kısırlaştırılmanın maliyetli olacağı gerekçe gösterilerek hayvanların dişi-erkek olarak ayrılması, barınaklara toplanan hayvanların sahiplendirilmeye çalışılması, 30 gün sonra sahiplenilmeyenlerin ise ötanazi yapılarak öldürülmesi gündeme getirilmektedir. Bu düşüncenin 2004 yılı öncesi sokaklarda yapılan itlaflardan hiçbir farkı yoktur. Sahipsiz hayvanlar ile ilgili en çok gündeme getirilenlerden ve itlafa zemin hazırlamak için kullanılan argümanlardan biri de kuduz ve diğer hayvanlardan insanlara geçen zoonotik hastalıklardır. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bilinenin aksine Kuduz kontrolü açısından, sahipsiz köpeklerin itlaf edilmelerine geniş ölçüde karşı çıkmaktadır.

Hipokrat’tan günümüze evrensel hekimliğin en önemli değerlerinden biri “önce zarar verme”, ilkesidir. “Yararlı olma” ilkesi ise hayvanların sağlık ve refahına verilecek zararın engellenmesi ve iyiliğin artırılması halidir. Ülkemiz veteriner hekimleri veteriner fakültelerinden insanlara, hayvanlara ve içinde yaşadığı doğaya duyarlı, toplumsal refah için çaba harcayan, meslek ahlakına sahip kişiler olarak yemin ederek mezun olurlar. Sağlıklı hayvanların ötanazisi ve itlafı veteriner hekimler açısından da etik, insani ve vicdani değildir, evrensel hekimlik değerleri ile de bağdaşmamaktadır.

Tasarıda olduğu söylenen ötanazi işlemi, hayvanların tıbbi yöntemler yoluyla, hızlı, ağrısız ve acısız bir şekilde yaşamının sonlandırılması anlamına gelmektedir. Ötanazi, ölümle karşı karşıya kalınması halinde, acının ve ağrının kalıcı olduğu veya hafifletilemediği durumlarda tıbbi gerekçeler ile uygulanan bir yöntemdir. Veteriner hekimler aldıkları eğitim ve ettikleri meslek yemini gereği tedavi ile ötanaziyi mümkün olduğu kadar geciktirmek, hayvan refahını sağlamak için çaba harcarlar.

Ötanazi sadece veteriner hekimler tarafından uygulanabilir ve sağlıklı bir hayvana uygulandığında katliamdan başka bir anlam taşımaz. Sağlıklı hayvanların ötanazisi ve itlafı veteriner hekimler açısından da etik, insani ve vicdani değildir, evrensel hekimlik değerleri ile de bağdaşmamaktadır. Veteriner hekimler olarak bizler bu yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız.

Önerilen bu yöntem sanıldığının aksine maliyet açısından da avantajlı değildir. Hayvana ötanazi yapılmadan önce uygulanacak prosedürler ile birlikte kısırlaştırmadan daha maliyetli ve zorludur, sahipsiz hayvan popülasyonun kontrolüne yönelik aktif bir yöntem olarak da değerlendirilemez. Ayrıca iletişim çağında Türkiye Yüzyılında ülkemizin uluslararası kamuoyunda algısını olumsuz olarak etkileyecektir.

Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) sahipsiz hayvan popülasyonun kontrolünde yakala, kısırlaştır, aşılat ve yaşadığı bölgeye geri bırak yaklaşımının sahipsiz hayvanların üremesinin kontrol edilmesine yönelik bir yaklaşım sağladığını ama bununla birlikte daha önce birçok kez meslek örgütü olarak vurguladığımız önlemlerin de birlikte alınması gerektiğini ifade etmektedir. 

Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve meslek odaları olarak çözüm önerilerimiz;

–              Büyükşehir Belediyelerinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalıdır.

–              Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve Veteriner İşleri Müdürlüklerinde nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdamı sağlanmalıdır

–              İhtiyaç duyulan bölgelerde veteriner fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalıdır.

–              Sahipli hayvanlar da dahil olmak üzere kontrolsüz üreme ve denetimsiz ticari satışların önüne geçilmeli, üretim yapılacaksa ilgili bakanlığın denetimi ve mutlaka veteriner hekimlerin denetimi ve onayıyla yapılmalıdır.

–              Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmeli, sahiplenilmesi halinde kimliklendirilmesi ile ilgili zorluklar ortadan kaldırılmalıdır

–              Çevreye uyum gösteremeyen, yaşlı, zayıf, engelli vb. köpekler ve kediler sahiplendirilinceye kadar veya hayatları boyunca bakımevlerinde kalmalıdır

–              Hayvan sahiplenme şartları yeniden düzenlenmelidr.

–              Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır

–              Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalıdır

–              Ayrıca, sahiplendirmenin özendirilmesi, devletin bu konuda  destek vermesi, bireysel sahiplenmenin yanı sıra, ülkemizde bulunan çok sayıda şirketin ve kamu kurumlarının hayvanları sahiplenmesi sağlanmalıdır

–              Çözüm için başta meslek örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınmalı, destekleri istismar eden kişi ve kurumlar denetlenmelidir.

–              Son sözümüz şudur ki, uygarlığın ilk zamanlarından beri birlikte yaşadığımız kedi ve köpekler ile uyumlu ve doğa ile bütünleşik bir yaşam mümkündür.

Bu açıklamada imzası olan odaları sizlerle paylaşıyorum;

Bursa Veteriner Hekimler Odası

Bursa Tabip Odası

Bursa Eczacı Odası

Bursa Diş Hekimleri Odası

Bursa Barosu

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Harita Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB İç Mimarlar Odası Bursa Şubesi

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi

TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

Exit mobile version