Sayıştay’ın Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu (TKHK) ile ilgili raporu, devlet hastanelerinin nasıl yönetildiğini ortaya koydu. Sağlık meslek örgütleri, devlet hastanelerinin yönetiminde kaynakların denetim dışına çıkarılması da dahil olmak üzere pek çok usulsüzlük olduğunu ortaya koyan Sayıştay’ın raporundaki tespitlere dikkat çekti.
Sağlık meslek örgütlerince 8 Aralık 2014 günü TTB’de düzenlenen basın toplantısına, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Özden Şener, Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkan Vekili Dt. Serdar Sütçü, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Sekreteri Birsen Seyhan ve SES Genel Örgütlenme Sekreteri İbrahim Kara, Türk Hemşireler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Özdemir katıldılar. Basın açıklamasına Devrimci Sağlık İş Sendikası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği ve Türk Psikologlar Derneği de destek verdi.
Basın açıklamasını okuyan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, Sayıştay’ın TKHK’nin mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermediği, sağlık tesislerindeki yöneticiler ile bankalar arasında belirsiz ilişkiler kurularak döner sermaye kaynaklarındaki gider ve gelirlerin denetim dışına çıkarıldığı yönündeki tespitlerine dikkat çekerek; "Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak soruyoruz; bu paralar nerede?" diye konuştu.
İlhan, Sayıştay’ın rakamlarının, sözleşmeli olarak çalışan yaklaşık 7850 yöneticiye 1 milyar 300 milyon lira ödendiğini ortaya koyduğunu belirtirken, sağlık alanının bütün iş yükünü taşıyan tüm sağlık çalışanlarına ayrılan payın ise 6 milyar 373 milyon lira olduğunu belirtti. İlhan, rakamların "aslan payı"nın CEO’lara gittiğini ortaya çıkartığını söyledi. İlhan, önceki yıl TKHK’nin Sayıştay denetimine açılmadığını da sözlerine ekledi.
08.12.2014
Sayıştay Raporları’na Göre Devlet Hastaneleri Nasıl Yönetiliyor?
Paralar CEO’lara, artan iş yükü sağlık çalışanlarına!
Sayıştay raporları devlet hastanelerinin nasıl yönetildiğini ortaya koydu.
Performans sistemiyle sağlık çalışanları baskıya alınırken, hastaların sağlık hizmeti alma biçimi dönüştürülürken, devlet hastanelerinin yönetiminde pek çok usulsüzlük olduğu, paralarda aslan payının sözleşmeli yöneticilere gittiği ortaya çıktı.
"Performans" Zinciri
663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Sağlık Bakanlığı, performans, verimlilik, gelirin artırılması, giderin azaltılması yaklaşımı esas alınarak yeniden yapılandırıldı. Bu kapsamda, Sağlık Bakanı; müsteşarı, müsteşar; müsteşar yardımcılarını, kurum başkanlarını, Sağlık Politikaları Kurulu üyelerini, müstakil birim amirleri ve il müdürlerini, başkan ve genel müdürler; başkan yardımcısı, genel müdür yardımcısı, genel sekreter ve halk sağlığı müdürünü, diğer yöneticiler hiyerarşik olarak kendilerine bağlı bir alt kademedeki personeli verimlilik ve performans açısından denetlemekle yükümlü. Sağlık Bakanı ise Başbakana karşı sorumlu.
Sağlık Bakanlığı performans ölçütlerini belirliyor. Denetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, performans denetimini yapıyor. Strateji Geliştirme Başkanlığı döner sermaye kaynaklarının etkili ve verimli kullanılmasından sorumlu. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun taşra teşkilatı olan Kamu Hastane Birliklerinin (KHB) sözleşmeli yöneticileri de bu zincirin içinde.
KHB Genel Sekreterleri ve hastane yöneticileri “performans programına göre hareket etmek”, “Birlik gelir ve alacaklarını takip ve tahsil ile yükümlü. Eğer bir KHB denetimden geçemezse, gruptan düşerse, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından genel sekreterin işine son veriliyor. Eğer başarısızlık hastane ölçeğinde ise genel sekreterce hastane yöneticisinin görevine son veriliyor. Yapılan değerlendirmeler sonucu belirlenen Birliklerin ağırlıklı ortalaması, Kurum Başkanının performansının ölçülmesinde esas alınıyor.
Sayıştay: Devlet Hastanelerinin yönetiminde "belirsiz" ilişkiler
Sayıştay Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna Bağlı Döner Sermaye İşletmelerinin mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermediğini söylüyor. Raporda sağlık tesislerindeki yöneticiler ile bankalar arasında "belirsiz" ilişkiler kurularak döner sermaye kaynaklarındaki giderler ve gelirlerin denetim dışına çıkarıldığı belirtiliyor. Yöneticilerin bankada tutulan kamuya ait ödenekler için faiz almadığı, temin edilen diğer menfaatlerin ise bütçeye gelir kaydedilmediği belirtiliyor.
Raporda;
Sağlık tesislerinin içinde ve çevresindeki ticari alanların kiralarının tam tahsil edilmediği, kiracıların belirlenen alanların dışına çıkarak kamu alanlarını işgal ettikleri, elektrik, su vb borçlarını ödemedikleri,
Kahramanmaraş, Aydın, Adıyaman, İstanbul, Mardin illerinde tayini çıkan, ücretsiz izne ayrılan, askere giden ya da istifa eden personelin ilişkisinin HBYS üzerinden kesilmeyerek bir iki ay daha hastanede çalışmış gibi göstermek suretiyle kendilerine ek ödeme tahakkuku yapılıp ödeme aşamasında banka listesi değiştirilerek bu tutarların mutemetlerin şahsi hesabına aktarıldığı, tahakkuk eden sabit ve sabit dışı performans tutarlarının banka listesinde mutemet tarafından değişiklik yapılarak her bir personelin alacağı meblağdan hissedilmeyecek kadar küçük bedeller kesilerek mutemetlerin şahsi hesabına aktarıldığı,
Sağlık tesislerinin ekseriyetinde satın alma, tahakkuk, faturalandırma ve yaklaşık maliyet hazırlama birimi gibi kamu hizmetleri açısından kritik sayılabilecek birimlerde firma elamanlarının istihdam edildiği,
Yaklaşık maliyetin üzerindeki teklifler değerlendirilirken ihale komisyonlarınca Tebliğdeki şartların göz önünde bulundurulmadığı, bu kapsamdaki komisyon kararlarının gerekçelendirilmediği ve kamu yararı gerekliliğinin net olarak ortaya konulmadığı,
Tespitleri yer alıyor. Tespitler bir arada incelendiğinde 663 sayılı KHK ile konulan performans ölçütlerine açıkça aykırı davranıldığı belli.
Rapora göre Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu döner sermayeden 20.5 milyar TL gelir elde etmiş.
Giderlerin yaklaşık %84’ü hizmet üretim gideri, %16’sı ise “genel yönetim gideri”. Hizmet üretim gideri olarak harcanan paranın yüzde 56’sı hizmet alımı. Genel yönetim gideri olarak harcanan yaklaşık 3.2 milyar TL’nin yüzde 41’i hastanelerin “yönetici” statüsündeki personeline harcanmış. Sözleşmeli yöneticilere 995 milyon TL maaş, ek ödeme olarak da 303 milyon TL ödenmiş. Yani toplam 1.298.683.994,25 TL. CEO ve diğer yöneticiler (yaklaşık 7850 kişi) üretilen toplam döner sermayenin yüzde 6’sını maaş ve ek ödeme olarak alırken, diğer tüm sağlık çalışanlarına yapılan ödeme ise 6.373.753.430,90 TL. (yüzde 30) olmuş. Sözleşmeli yöneticiye ayda ortalama 13 780 TL düşerken sağlık çalışanlarına aylık ortalama 1895 TL döner sermaye geliri düşüyor.
Sözde verimlilikten söz ediliyor, "işletme" gelirinin %6’sı sadece yüksek maaşlı yöneticilere gidiyor!
Sayıştay raporlarının gereği yapıldı mı?
Şimdi bu yöneticilerin sözleşmeleri yenileniyor.
Kaç hastane yöneticisi, kaç birlik genel sekreteri hakkında işlem yapıldı?
TKHK Başkanı, Denetim Hizmetleri Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürünün sorumluluklarına dair bir işlem yapıldı mı?
Başbakana bağlı olan Sağlık Bakanı hakkında, başarısız olduğuna dair başbakan açıklaması var mı?
Yok!
Peki, ne var?
Sağlık çalışanlarını köleleri sanarak, hürmetsiz bir yaklaşımla yönetmek, kendi tayin ettikleri yöneticilere de bolca para dağıtmak var.
Türk Dişhekimleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası
Türk Hemşireler Derneği
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği
Türk Psikologlar Derneği