Londra Koleji Üniversitesi Sağlıkta Hakkaniyet Enstitüsü (University College London Institute of Health Equity) tarafından çok sayıda sağlık çalışanı örgütünün katkı ve katılımıyla düzenlenen toplantı 18 Mart 2013 Pazartesi günü 14.00-18.00 saatleri arasında İngiliz Tabipleri Birliği’nin ev sahipliğinde İngiliz Tabipleri Birliği binasında gerçekleştirildi. Toplantıya Bursa Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını İngiliz Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Barones Shelia Hollins yaptı. Hollins konuşmasında sağlıkta adaletsizliğe yol açan durumların azaltılması için hükümetlerin yanı sıra sağlık çalışanlarının da rolüne işaret ederek, Prof. Sir Michael Marmot ve Londra Koleji Üniversitesi Sağlıkta Hakkaniyet Enstitüsü’nün yaptığı çalışmaların önemine değindi.
“Sağlıkta Hakkaniyet İçin Çalışmak: Sağlık Çalışanlarının Rolü” raporu Londra Koleji Üniversitesi Sağlıkta Hakkaniyet Enstitüsü Direktörü Prof. Sir Michael Marmot tarafından sunuldu.
Raporun sunumu sırasında Prof. Marmot Enstitü olarak daha önce yayınlamış oldukları üç rapora ve sonuç olarak duyurdukları altı politika önerisine değindi. Prof. Marmot daha sonra “Sağlıkta Hakkaniyet İçin Çalışmak: Sağlık Çalışanlarının Rolü” raporunu ana hatlarıyla altı bölümde sundu. Prof. Marmot ilk önce sağlık insan gücünün temel eğitimi ve mezuniyet sonrası eğitimi içerisinde bu konunun yer almasının önemine değindi. Ardından sosyal sınıflar arasında doğumda beklenen yaşam ümidi farklılıkları üzerinden bireyler ve toplumlarla işbirliği içerisinde çalışmanın gerekliliğine vurgu yaptı ve sürdürülebilir sağlıklı toplumlar için yaşamın ilk yıllarından başlayarak çalışma yaşamının sonuna kadar bireylerin desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Çocuğun gelişmesinde yaşama en iyi koşullarda başlama olanağının verilmesinin önemine değinen Prof. Marmot, sosyo-emosyonel zorlukların yoksul çocuklarda ve ruhsal hastalıkların yoksullarda daha fazla görüldüğüne ilişkin çeşitli araştırmaların bulgularını da paylaştı. Aynı durumun şişmanlık, dolaşım sistemi hastalıkları, kanser, alkol nedeniyle hastane başvuruları için de geçerli olduğunu çalışmaların sonuçlarıyla gösteren Prof. Marmot, yoksullarda sosyal desteğin daha az olduğuna değindi. Koroner kalp hastalıkları ile sosyal dışlanmışlık, yalnızlık ve iş stresi arasındaki bağlantıyı da anımsatan Prof. Marmot, Ulusal Sağlık Sisteminin Birleşik Krallıktaki en büyük istihdam kurumu olduğunu belirterek bu konudaki önemine değindi ve sağlık eşitsizlikleri ile ilgili stratejilerin sağlık kuruluşlarının her düzeyinde uygulanması gerektiğini söyledi.
Prof. Marmot eşitsizlikleri azaltmak için etkin bir uğraş verebilmenin ancak ortaklarla çalışmak ile mümkün olduğunu söyleyerek, işbirliği ve eşgüdümün anahtar sözcükler olduğunu belirtti. Ortaklar ile birlikte çalışmanın kimi zaman sağlık çalışanlarının diğer sağlık çalışanlarıyla, kimi zaman birinci basamak ile diğer basamaklar arasında, kimi zaman da sektörler arası işbirliği anlamında ele alınması gerektiğine değinen Prof. Marmot, yakıt yoksulluğu ve soğuk ortamlarda yaşamak ile çocukların sağlığı arasındaki ilişkiye ilişkin örnekler verdi.
Konuşmasının beşinci bölümünü “savunucu olarak insan gücü” konusuna ayıran Prof. Marmot, bu bölümde Birleşik Krallıkta güncel politikalarla ortaya çıkan gelir yoksulluğu hızını, mevcut koalisyon hükümetinin vergi reformu adı altında gerçekleştirdiği uygulamalar olmaksızın ortaya çıkabilecek projeksiyonla karşılaştırarak, hak savunuculuğunun önemini vergi reformlarının çocuk yoksulluğunu artırıcı etkisi üzerinden vurguladı.
Prof. Marmot son olarak sağlık sistemindeki zorluklara ve fırsatlara değindi (Raporun tamamına https://www.instituteofhealthequity.org/projects/working-for-health-equity-the-role-of-health-professionals bağlantısından erişilebilir).
Raporun sunumunun ardından sağlıkta hakkaniyet için çalışmakla ilgili olarak uluslararası perspektif Dünya Tabipler Birliği Başkanı Dr. Cecil Wilson tarafından sunuldu. Dr. Wilson konuşmasında ilk olarak hekimlerin, hükümetlerin, tabip birliklerinin ve tıp fakültelerinin rollerine değindi. Son yıllarda sağlığın sosyal belirleyicilerinin öneminin ortaya konmasının ardından “nedenlerin nedeni” olarak tanımlanan doğum, yetişme, yaşama ve çalışma koşulları gibi kişilerin yaşamları üzerindeki toplumsal etkilerin hekimlerin ve tabip birliklerinin gündemine girdiğini ve bunların yaşam kalitesi, iyi sağlık durumu ve sakatlık olmaksızın geçirilen yaşam süresine etkisinin göz ardı edilemeyecek durumda olduğunu söyleyen Dr. Wilson, artık bütün bakanların aslında sağlık bakanı olduklarını; çünkü verdikleri (ya da vermedikleri) her kararın sağlığı etkilediğini söyledi. Dr. Wilson hekimlerin sağlığın sosyal belirleyicileri hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları gerektiğini, bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonu raporlarından yararlanılabileceğini; sağlıkta eşitsizliklerle mücadele edilmesi için hükümetlere baskı uygulamaktan kaçınılmaması gerektiğini de belirtti.
İlk oturumdaki konuşmaların ardından soru/yanıt bölümüne geçildi. Bu bölümde tek başına yaşayan ebeveynler yüzünden çocukların yaşadığı sorunlar, hükümetlerin sağlıkta yaşanan hakkaniyetsizliklere karşı duyarsızlıkları, tıp eğitimi müfredatına sağlığın sosyal belirleyicileri ile ilgili bölümlerin daha kapsamlı olarak eklenmesi, genç hekimlerdeki sosyo-ekonomik eşitsizliklere karşı duyarsızlık, bütün sağlık çalışanlarını kapsayacak bir manifestoya duyulan gereksinim, hekimlerin sağlık ekibi içerisindeki iktidarlarının çözüm bulmayı zorlaştırıcı etkisi, tıp birliklerinin üyelerinin uygulamalarını izlemesi gereği, ekonomide eşitsizliğe yol açan sorunların aynı zamanda etik sorun olarak görmezden gelinemeyeceği gibi konular dile getirildi.
Toplantının ikinci oturumunda ilk konuşmayı Kraliyet Tıp Koleji’nden halk sağlığı konsültanı ve Kent ve Medway Ulusal Sağlık Sistemi Direktörü aynı zamanda Sağlık Eşitsizlikleri Forumu Akademisi üyesi Dr. Jonathan Sexton yaptı. Dr. Sexton Kraliyet Koleji’nin eylemleri ile ilgili konuşmasında sağlıkta eşitsizliklerin Birleşik Krallıktaki önemine değindi ve hükümetin düzenlemeleri ve kaynak ayırımı olmaksızın tek başına hekimlerden çok fazla şey yapmalarının beklenmemesi gerektiğini söyledi.
Ardından hastane konsültanları ve sağlıkta yaşanan eşitsizlikler ile ilgili konuşmayı yapan Dr. Adrian Tookman (Royal Free London NHS Trust) hastanede çalışan uzmanların hastayı tedavi etmeye odaklanmış meşgul insanlar olduklarına değinerek söze başladı. “Günde 15-20 hastaya bakmak zorunda kalan uzman hekimler, sağlıkta eşitsizliklerle mücadele etmek için nasıl zaman ayırabilir?” diye bir soruyla konuşmasını sürdüren Dr. Tookman, sağlıkta hakkaniyet için çalışmanın sağlık çalışanları açısından olanaklı hale gelmesiyle sağlık hizmetlerinin sunumunun düzenlenmesi arasında sağlık sistemine ilişkin olarak yakın bir ilişki olduğuna değindi. Dr. Tookman hizmet verilen toplumu tanımanın önemini Londra’da yaşayanların yoksunluk, tütün, alkol, şişmanlık ve etnik köken gibi özelliklerinin yer aldığı haritalar üzerinden açıkladıktan sonra; iş yüklerine değinerek toplumun %25’ini her yıl gördüklerini ve bölgelerindeki her üç kişiden birinin yaşamı boyunca operasyon geçirdiğini dile getirdi.
Dr. Tookman kısa sürede elde edilebilecek bazı kazançlara da yer verdiği konuşmasında sağlıklı yaşam biçimlerini (kapsayıcı sigarayı bıraktırma kampanyalarında olduğu gibi) desteklemenin, herkes için (evsizler, şiddete uğrayanlar vb.) daha iyi sağlık düzeyi çabalarının, daha sağlıklı bir işgücü oluşturmanın ve sağlık sistemi tarafından benimsenen stratejiyle, tedavi olamadığı için sağlık kuruluşlarına yapılan yinelenen başvuruların azaltılmasının önemine de değindi. Dr. Tookman’ın “gelecekteki başarının geçmişteki performansı bağlı olduğunu” söylemesi ilgi çekiciydi.
Oturumda son konuşmayı Kanada Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Anna Reid yaptı. Dr. Reid Kanada deneyimini aktardığı konuşmasında Kanada’yı Birleşik Krallık ile karşılaştırarak sağlık hizmetine erişim, bekleme süreleri ve sağlık kuruluşlarındaki kalabalık açısından Kanada’nın daha kötü bir sağlık sistemine sahip olduğunu belirtti. Dr. Reid Hükümetin sağlık eşitsizliklerini çoğunlukla göz ardı ettiğini, ancak Kanada Tabipler Birliği’nin yerel birliklerle birlikte bu konuda yoğun bir çabasının olduğunu; sağlığın sosyal belirleyicilerinin sağlığı nasıl etkilediğini topluma göstermeye çalıştıklarını, bu bağlamda Dünya Tabipleri Birliği, İngiliz Tabipleri Birliği ve diğer tabip birlikleri ile işbirliğinin önemli olduğunu dile getirdi.
Bu oturumun soru/yanıt bölümünde sağlıkta hakkaniyet ile ilgili sorunların azaltılabilmesi için sağlık alanındaki her meslek grubunun yapabileceği şeyler olduğuna vurgu yapılarak, değişikliklerin yaşama geçirilebilmesi için işbirliğinin önemine değinildi. Toplantı Londra Koleji Üniversitesi Sağlıkta Hakkaniyet Enstitüsü Direktörü Prof. Sir Michael Marmot’un yaptığı özet ile sona erdi.