Bundan tam dokuz yıl önce, 17 Nisan 2012 yılında sevgili Dr. Ersin Arslan’ı bir hasta yakınının saldırısında kaybetmiştik. Meslektaşımızı kaybettiğimiz 17 Nisan günü TTB tarafından “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” ilan edilmiştir. Dr. Ersin Arslan’ı ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm canlarımızı saygıyla anıyoruz.
Dr. Ersin Arslan’ın ameliyattan çıkıp servisine gittiği sırada öldürülmesinin ardından dokuz yıl geçti. O günden beri Türk Tabipleri Birliği olarak yaptığımız tüm uyarılara ve önerilere maalesef mevcut iktidar kulak tıkadı ve bizler görevimiz başında dövülmeye, sövülmeye, ölmeye devam ettik. Her gün işimize giderken çocuklarımızla, ailemizle, sevdiklerimizle sessizce vedalaştık çünkü sağlıkta şiddet nedeniyle sevdiklerimizi son kez görüyor olabilirdik. Mevcut iktidar sağlıkta şiddeti önlemek, tedbir almak yerine sağlıkta şiddeti körükleyen, kışkırtan politikalarını devam ettirecek yaklaşım sergiledi. Şiddetin münferit olmadığını bilakis açık bir biçimde politik ve toplumsal bir olgu olduğunu ülkeyi yönetenler de gayet iyi biliyor. Bu nedenle bugün, sağlık ortamı da tıpkı toplumun tüm parçaları gibi bir şiddet sarmalındadır.
Covid-19 sürecinin yönetilememesi, salgın yerine algı yönetilmesi ise sağlık alanının durumunu şiddet de dahil olmak üzere daha da kötüleştirdi. Geldiğimiz noktada meslektaşlarımızı hem pandemi koşulları hem de giderek artan şiddet ortamında kaybediyoruz ve artık hiçbir arkadaşımızı kaybetmeye tahammülümüz kalmadığını açıkça söylüyoruz. Sadece fiziksel şiddet değil, psikolojik şiddet, sözel şiddet artarak devam etmektedir. Daha birkaç gün önce Osmaniye’de bir kamu görevlisinin, bir cumhuriyet savcısının, kurallara uymadan keyfi taleplerini yerine getirmediği için bir meslektaşımızın ters kelepçeyle göz altına alınmak istenmesi, karakola ifadeye götürülmesi, her gün yaşadığımız şiddetin sadece bir örneğidir. Kamu gücünü kişisel hırsları için hoyratça kullanan ve suç işleyen Cumhuriyet savcısını kınıyor ve şiddete uğrayan meslektaşımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
Şiddet ortamınına daha fazla canımızı feda etmemek için daha etkin bir sağlıkta şiddet yasasına ihtiyacımız olduğu, çıkarılan ciddiyetten uzak, dostlar alışverişte görsün tarzı kanunun bu şiddeti önlemediği, tam tersi şiddet uygulayanları cesaretlendirdiği aşikardır.Meclisten geçen sağlıkta şiddet yasası etkisizdir ve taleplerimizi karşılamamaktadır. Her türlü şiddete maruz kalan meslektaşlarımız ve tüm sağlık çalışanlarının can güvenliğini korumak amacıyla oluşturulacak yasanın tarafı olduğumuzu ve yasa yapım sürecinde taleplerimizin alınması gerektiğini açıkça belirtmekteyiz. Buna rağmen ülkeyi yönetme iddiasında bulunanlar, talep ve önerilerimizi dinlemekten kaçınmaktadır.
Bu bağlamda Covid-19 sürecinde sağlık emekçilerine dönük daha da yoğunlaşan, kanıksanan ve meşrulaştırılan fiziksel, sözel ve psikolojik şiddete hep birlikte ve en gür sesimizle karşı çıktığımızı belirtiyoruz. Dr. Ersin Arslan şahsında kaybettiğimiz arkadaşlarımızı saygı ve minnetle andığımız bu günde iktidarı, sağlıkta şiddeti kışkırtacak, koruyacak söylem ve politikalardan vazgeçmeye ve etkin bir sağlıkta şiddet yasası çıkarmak için TTB’nin talep ve önerilerini dinlemeye davet ediyoruz.