NE GEÇ SAATLERE KADAR, NE DE HAFTA SONLARI ÇALIŞAMAYACAĞIZ!
Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetlerin vardığı nokta oldukça ürkütücü bir hale gelmiştir.
14 Kasım Diyabet günü vesilesiyle yapılan açıklamalarda Diyabetin Ülkemizde son on yılda iki kat arttığı, %14.5 oranını yakaladığı, giderek daha da artacağı belirtilmiştir.
Bu durum başta obezite, hipertansiyon, KOAH, Depresyon, Kanser gibi öldürücü olabilen, birincil koruma yöntemleriyle azalabilen, ancak bu yöntemlerin yaşama geçirilemediği durumlarda hızla artan kronik hastalık grupları için de geçerlidir.
Aile Sağlığı Merkezleri , halkın hastalıklardan korunmasında, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam değişikliklerinin davranış kalıbına dönüşmesinde görev alan en önemli birimlerdir.
Maalesef ASM’ler, ağırlıklı olarak ilaç tekrarlarının yapıldığı, hekimin değerli zamanının binanın elektrik, su, ısınma gibi idari işlerinin giderilmesi için harcandığı, performans kaygısı nedeniyle mesleki birikimin yeterince sunulamadığı, hastalardan saygınlık yerine şiddet görüldüğü birimlere dönüştürülmüştür.
İstanbul da çocuk felci aşılaması, kampanyalara rağmen ancak 6 ilçede 0-59 aylık çocukların küçük bir kısmına yapılabilmişken, kökünü kazıdığımız Kızamık vakaları yeniden görülmeye başlamıştır.
Sayın Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, bir yandan salgın haline gelen öldürücü kronik hastalıklarla mücadele etmek için, 2014 yılını ‘Sağlıklı beslenme ve Hareketli yaşam yılı’ olarak ilan etmişken; öte yandan bu hizmetleri yürütecek birinci basamak sağlık çalışanlarına acillerin yükünü devredeceğini bildirmiştir.
Sayın Bakan, basına verdiği demeçte:
“Hastanelerin acil servislerine yapılan başvuruların toplam başvurular içindeki payı yüzde 27’ye ulaştı. Bu oran OECD ve Avrupa ülkelerinde yüzde 5-8 oranındadır. Bu nedenle acillerdeki başvuruların bir kısmı ASM’lere yönlendirilecek. Böylece hastanelerin acil servislerinde görev yapan aile hekimleri, ASM’lere geri çekilecek ve burada 20:00’ye kadar çalıştırılacak. Merkezler cumartesi de açık olacak.”
Şimdi soruyoruz;
Hasta başına ayrılan muayene sürelerini 5 dakikalarla sınırlarsanız halk soluğu acillerde almaz mı?
Ortalama hekime başvuru sayısı kişi başı yılda 2-3 iken, 10’lara çıkmasından da siz sorumlu değil misiniz? Bu rakamları “hekime ulaşımı artırdık” diye demeçlerle reklam yapan, acaba farklı bir bakanlık mıydı?
Halktan sağlık hizmeti için alınan on türlü ek ücret nedeniyle, yoksullaşan halkın, ek ödemelerden kurtulmak için acillere gittiğini bilmiyor musunuz?
Sağlık çalışanlarının en çok şiddete maruz kaldığı acillerde şiddet sürerken, buna karşın yöneticiler doğru dürüst önlem alamazken, tamamen korunmasız olan TSM ve ASM’leri geç saatlere dek açık tutarken nasıl koruyacağınızı düşünüyorsunuz?
Koruyucu sağlık hizmetlerinden beklenen olumlu veriler gerilemeye başlamışken, bu hizmetlerin verildiği ASM’leri acil hizmetlerin bir parçası yaparak, bir açığı başka yerde açık oluşturarak gidermeniz doğru mu?
Sağlık hizmetlerini toplumun gereksinmelerine göre değil, piyasanın ihtiyaçlarına göre belirleyip sağlık alanını kar zarar mantığıyla yönetmekle sağlık şirketlerini büyütüp, toplumun sağlığıyla oynadığınızın farkında mısınız?
Sayın Bakana sesleniyoruz:
Aile Hekimlerinin belirsiz statüleri, verilen keyfi ceza puanları, iş fesihleri, güvencesiz, ücretli izin haklarının olmayışı, mesleki bağımsızlığın yitirilmesi gibi pek çok ciddi sorun devam ederken ve tarafınızdan bu sorunların çözümü için hiçbir adım atılmazken, “sizleri ek olarak, Cumartesi dahil, gece geç saatlere dek çalıştıracağım” demeniz vicdanınızı yaralamıyor mu?
Aile Hekimleri ve ASM çalışanları, birinci basamak sağlık hizmet alanında; aşılamadan gebe izlemine, köy ve ev gezmesinden halk sağlığı eğitimine, sağlık danışmanlığından kronik hastalık takibine, sosyal sorunlarına yardımcı olmaktan tüm insani ihtiyaçları için destek olmaya, akla gelen her alanda toplumun sağlığını korumak, korunmasına yardımcı olmak, ilk başvuru yeri olarak tedavi ve izlemini üstlenmekten sorumludur.
Aile Hekimleri ve ASM çalışanları, toplumun sağlık hakkı kadar, kendi temel haklarını da korumak ve hak kayıplarına karşı örgütlü mücadelesini sürdürmekte kararlıdır.
Bizler haftada 40 saati aşmayacak, hafta içi günlük 8 saatlik çalışma düzeni içinde çalışmaya devam edeceğiz. Bunun dışında ek çalışma saatleri ya da hafta sonu çalışma dayatmalarına karşı mücadelemizi her türlü eylem biçimiyle sürdürme kararlılığı içersinde olduğumuzu tüm kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz
Saygılarımızla
TTB AİLE HEKİMLİĞİ KOLU