MESLEKTAŞLARIMIZA ÇAĞRI: HASTA BAKMA SÜREMİZDEN ÖDÜN VERMEYELİM!
Değerli meslektaşımız,
Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) adıyla ülkemizde uygulanan neoliberal sağlık politikaları, sağlık alanını piyasalaştırmak ve daha fazla kar elde edilmesini sağlamak amacıyla halkımızın tedavi edici hizmetler için sağlık kuruluşlarına daha fazla başvurmasına, sağlık çalışanlarının da daha fazla hizmet sunmasına odaklanmıştır. Bunu en belirgin olarak 2004’te devlet hastanelerinde yürürlüğe konan ek ödeme sisteminin “Performans” adıyla bilinen hizmet başı ödeme yaklaşımında görmek olanaklıdır. SDP her geçen gün başta hasta hekim ilişkisi olmak üzere sağlık hizmetlerini olumsuz etkilemektedir. Hastalarımızın karşılanması mümkün olmayan konularda yükseltilen beklentileri, yaşadıkları her sorunda, sorunun nedeni olarak hekimleri görmek yaklaşımını da artırmaktadır.
Hekimlikte başarının en çok sayıda kişiyi hastalıklardan koruyarak yaşam süresini uzatmakla ölçülmesi gerekirken; SDP politikaları ile başarı ve buna bağlı ücretlendirme en çok sayıda kişiye tedavi edici sağlık hizmeti sunmakla ölçülmektedir. Çünkü hekimliğin küresel sermayeye en çok para kazandıran uygulama alanı, tedavi edici hizmettir.
Değerli meslektaşımız,
Bilindiği gibi Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Bursa Tabip Odası SDP’nin yol açtığı olumsuzluklara dikkati çekmek üzere “iyi hekimlik ve nitelikli sağlık hizmeti” sloganıyla bir kampanya başlatmış bulunmaktadır. Kampanyada ilk olarak 13 Mart 2011’de Ankara’da bir yürüyüş ve toplantı, ardından 19-20 Nisan 2011’de yurt çapında iş bırakma eylemi gerçekleştirilmiştir. Temmuz ayında Ankara’da gerçekleştirilen TTB 60. Büyük Kongresinde alınan karar gereğince Yönetim Kurulumuz SDP’nin iyi hekimlik koşullarına yaptığı müdahaleyi azaltmak amacıyla hekimlere “hasta bakma süresinden ödün vermemek” çağrısında bulunmaya karar vermiştir.
SDP öncesinde, 2002 yılında, birinci basamak sağlık kuruluşlarına toplam başvuru sayısı 60 milyon iken, bu sayı; SDP politikaları ile üç katından fazla artış göstererek 2010 yılında 200 milyona ulaşmıştır. Aynı biçimde toplam hastaneye başvuru sayısı 2002 yılında 124 milyon iken, bu sayı iki katından fazla artarak 2010 yılında 303 milyona ulaşmıştır1. 2002 yılında 2 milyon olan toplam ameliyat sayısı, 2010 yılında 8,5 milyonu aşmıştır1.
Tüm bu sayılardan yola çıkarak sağlık hizmetlerinin daha fazla üretilmesine yönelik sağlık politikalarının sonuçlarını ayrıntılı olarak değerlendirmek gerekir. İlk sonuçlar toplumun sağlık kuruluşlarına başvurmak için daha fazla güdülendiğini, toplam sağlık harcamalarının bu sürede yaklaşık olarak dört kat arttığını, kamu harcamalarında saptanan görev zararının %83,5’inin sağlık alanında gerçekleştiğini ve sağlık çalışanlarının daha fazla çalışmak zorunda kaldığını göstermektedir. Daha fazla hekime başvurmanın ve daha fazla ameliyat olmanın toplum sağlığını olumlu etkilemediği ise açıktır.
Daha fazla hasta bakmak zorunda kalmak hekimlerin çalışma yaşamını da olumsuz etkilemiştir. 2002 yılında birinci basamakta 17.800 hekim tarafından 74 milyon muayene gerçekleştirilirken, 2010 yılında 20.183 hekim tarafından 200 milyon muayene gerçekleştirilmiştir[2]. Bir takvim yılı içerisinde çalışılan gün 200 olarak varsayılırsa, 2002 yılında 21 olan birinci basamakta çalışan hekim başına düşen günde muayene edilen hasta sayısı, 2010 yılında 50’ye yükselmiştir. Aynı durum hastanelerde çalışan hekimler için de söz konusudur. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde 2002 yılında 17.781 uzman hekim tarafından 110 milyon muayene yapılırken, 2010 yılında 27.950 uzman hekim tarafından 230 milyon muayene gerçekleştirilmiştir2. Bu durumda 2002 yılında 31 olan günde uzman hekim başına düşen muayene sayısı, 2010 yılında 41’e yükselmiştir. 2010 yılı itibarıyla ülkemizde birinci basamakta çalışan hekimler yılda 10 bine yakın, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan uzman hekimler ise yılda 8 binin üzerinde hasta muayene etmektedir.
Hekimlerin iş yükündeki artış, kamuda çalışan meslektaşlarımızla sınırlı değildir. Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın büyük bir bölümünün de hem çok sayıda hastaya bakmak zorunda kaldığı hem de her geçen gün daha fazla hasta bakmak baskısıyla karşı karşıya olduğu bilinmektedir.
OECD ülkelerinde hekimlerin yılda gördüğü hasta sayısı 2.500-3.000 arasında değişmektedir[3]. ABD’de hekimlerin %60’ından fazlası haftada 100 hastadan az bakmakta, haftada 150 hastadan fazla bakan hekimler ise tüm hekimlerin ancak %5’ini oluşturmaktadır[4]. OECD ve ABD verileri ile karşılaştırıldığında ülkemizde meslektaşlarımızın çok fazla bir iş yükü altında kaldığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Hekimlerin iş yüklerinin çok fazla olmasının ve giderek artmasının, sundukları sağlık hizmetlerini olumsuz etkileyebileceği endişesini taşıyoruz.
Hekimin hastasına ayırması gereken süre ile ilgili en temel değerlendirmenin, hekimliğin evrensel ve etik ilkeleri üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Hekimin tıbbın evrensel ve etik değerleri doğrultusunda hastasını muayene edebilmesi, hekim hasta ilişkisinde bir yabancılaşmanın yaşanmaması ve hekimliğin mekanik bir işleve yönelmemesi için hekimin hastasına ayırması gereken sürenin en az 15 dakika olması gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Hekimin gün boyunca hizmet sunduğu birime başvuranlar içerisinde kontrol muayeneleri ile muayene sonrası tetkik vb. değerlendirmeler için başvuranların da olacağı düşüncesiyle, meslektaşlarımızın sekiz saatlik günlük çalışma süresi boyunca en çok 40 hasta bakabileceklerini öngörüyoruz.
Bu sayının üzerine çıkılması hekimliğin evrensel değerlerini yıpratabileceği gibi, sağlık hizmeti sunumundan kaynaklanan hata/zararların da ortaya çıkmasına, artmasına yol açabilecektir.
Değerli meslektaşımız,
“hastalarımıza gereken süreyi ayırmak” mesleğimizin evrensel değerleri içerisinde yer alan en önemli bileşenlerden birisidir. Sağlık politikalarının her türlü zorlamasına karşın, hastalarımıza gereken süreyi ayırmak için uğraş vermemiz gerektiğini vurguluyor, sizi bu konuda yürütülecek çalışmalara destek vermeye çağırıyoruz.
Saygılarımızla.
Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu
[1] Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2010.
[2] Sağlık Bakanlığı 2011 Mali Yılı Bütçesinin T.B.M.M. Genel Kurulu’na Sunumu.
[3] Vujicic, M., Sparkes, S., Mollahaliloğlu S. (2009). Health Workforce Policy in Turkey, Recent Reforms and Issues fort he Future. HNP Discussion Paper, The World Bank.
[4] Medscape Physician Compensation Report: 2011 Results, USA.