Heybeliada Sanatoryumu, 1924 yılında, Cumhuriyet ilanından kısa bir sonra açılmıştır. O dönemde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölümlere neden olan verem hastalarının tedavi ve rehabilitasyonu için büyük fedakarlıklarla inşa edilmiştir. Yapılışından, kapandığı güne kadar on binlerce hastaya şifa olmuş, aynı zamanda göğüs hastalıkları alanında yetiştirdiği hekim ve bilim insanları ile ülkemize çok önemli katkılar sağlamış bir kurumdur.
Özellikle verem hastaları ve tedavisine yönelik olarak, güneş ve rüzgar yönleri gibi, bugün bir kez daha ne kadar kıymetli olduğunu anladığımız çok önemli teknik detaylar o günün koşullarında düşünülerek yapılmıştır. Bu yönü ile de halen eşsiz doğal havalandırma mekanizmasına (binaların rüzgar konumları, yüksek tavanları, açılan pencereleri ve balkonları) sahip binaları ile içerdiği riskleri de taşımadan günümüzde inşa edilen kapalı sistem havalandırmaya sahip binalarla boy ölçüşecek düzeydedir.
Böylesine değerli bir sağlık kurumunun türlü bahanelerle önce atıl hale sokulup çürümeye terk edilmesi şimdi de kuruluş amacıyla hiçbir ilgisi olmayan kurumlara tahsis edilmesi ülkeyi yönetenlerin sağlığa bakışının özetidir. Bu mirasyedi anlayış mevcut birikimi talan etmek, yeni sağlık tesislerinde ise hepimizi milyarlık borç altında bırakmak üzerine kuruludur.
AKP hükümetlerinin “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın ve KÖİ yöntemli milyarlık kiralara neden olan “şehir hastaneleri”nin COVID-19 salgını ile insanı değil sermaye ve kârı öncelediği açıkça görülmüş, Heybeliada Sanatoryumu ile birlikte İstanbul’da Haydarpaşa, Şişli Etfal ve Haseki EAH başta olmak üzere onlarca şehir içi kamu hastanesinin tasfiye edilmesi planı ve sonuçları teşhir edilmiş oldu. Kamusal sağlık birikiminin hastane binasından hekim ve sağlık çalışanına, geleneğin taşınmasından etik değerlere kadar önemi bir kez daha bütün çıplaklığı ile açığa çıktı. Bu nedenle tüm birikimi ile ülkemizin sağlık zenginliğini oluşturan ve bin bir emekle oluşmuş hastanelerin üzerinden elinizi çekin. Gerekli alt yapı yatırımlarını sağlayarak hastanelerimizin donanımlı biçimde hizmet sunabilir hale getirilmesini sağlayın.
Milyar dolarlık borç bırakan “Şehir Hastaneleri” ile geleceğimizi, Heybeliada Sanatoryumu’nu gasp ederek geçmişten gelen değerlerimizi yok etmenize izin vermeyeceğiz.
Heybeliada Sanatoryum binası, ülkemizin eşsiz bir kültürel mirasıdır, bu mirasın yapılış fonksiyonu ile korunması, yaşatılması tarihsel sorumluluktur. Özellikle günümüzü derinden etkileyen COVID-19 salgını sırasında binanın özellikleri nedeniyle önemi daha anlam kazanmaktadır.
Heybeliada Sanatoryumu sağlık ile ilgili değişik fonksiyonları yerine getirmek üzere yeniden yapılandırılarak korunmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu