BASIN
AÇIKLAMASI
13 Mart’ta
g(ö)revdeyiz!
Herkes için sağlık; sağlık hizmetini alan için de,
sunan için de…
Değerli Basın
Emekçileri,
14 Mart Sağlık
Haftası’ndayız. Sağlığımız ve haklarımız için, halkımızın sağlığı için bugün
aciller dışında sağlık hizmeti üretmiyoruz.
Sayın Sağlık
Bakanı bu kararımızı duyunca demiş ki; “Her şey iyi giderken bu iş bırakmaya
anlam veremiyorum.”
Birlikte bir
bakalım isterseniz tabloya. İyi olanı bulalım birlikte.
Bakın bizler
nasıl, hangi koşullarda çalışıyoruz:
Özelde ciro, kamuda performans
baskısı,
Yönetici/amir baskısı, kötü
muamele, yıldırma,
Şiddet tehdidi,
Havasız, penceresiz,
aydınlatmaları kötü çalışma alanları,
Kendi görevimiz olmayan işleri
yapmaya zorlanma,
İş güvencesiz, taşeron sistemi,
Her gün başka bir semt
polikliniğine rotasyonlar,
Özellerde aylarca maaşsız
çalışma,
Öğle yemeği için verilebilen
yarım saatlik aranın dışında
molasız, adeta nefes almadan
çalışma,
Polikliniklerde günde 80, 100,
150 hasta bakılması,
Birinci basamakta 2000 yerine
3600 kişiye varan bir nüfusa hizmet verilmesi,
Bir gün gündüz bir gün gece
çalışılan acil servislerde
kimi zaman tek bir hekimin günde
500 hasta bakması,
36 saat kesintisiz çalışma,
servis nöbeti tutan öğretim
üyeleri,
7 gün 24 saat icap nöbeti
Ve bütün bu ağır çalışmanın
sonunda, emeklilikte sefalet ücreti…
Yani;
Çalışma
ortamları sağlıksız,
çalışma
temposu sağlıksız,
çalışma
süreleri sağlıksız,
dinlenme süreleri sağlıksız,
nöbet
ortamları sağlıksız.
Adeta
bir kölelik düzeni.
Anayasa’nın
yasakladığı angarya serbest olmuş, namus ve şeref üzerine edilen Anayasa’ya
bağlılık yemini unutulmuş.
Bu
tablo biz sağlık çalışanları için de hastalarımız için de iç açıcı değildir.
Halkımız
için durum nasıl, peki?
Sağlıkçıların
çalışma şartları bu iken, hastalarımızın sağlıklı olabilmesi mümkün mü?
Kim
bu şartlarda iyi sağlık hizmeti aldığını söyleyebilir.
Kim ister 100. veya 150. hasta olarak muayene olmayı,
hekimine güvenmediği için hastane hastane, doktor doktor dolaşmayı.
Muayene
odasında 5 dakika, faturası ya eczanede ya da bordroda.
İşin
özeti budur.
Sağlık Bakanlığı’nı uyarıyor ve talep ediyoruz:
·
İnsanüstü bir çabayla, insanlık dışı koşullarda çalışıyoruz. Çalışma
koşullarımız acilen düzeltilsin.
·
Çalışırken de emeklilikte de insanca yaşayabilecek güvenceli bir gelir
talep ediyoruz.
·
Yıllarca haftada 40 saatlik yasal sürenin çok üzerinde ve ağır koşullarda
çalıştığımız halde bugüne dek bir türlü verilemeyen fiili hizmet zammını talep
ediyoruz.
·
Sağlık alanındaki mesleki eğitimin niteliği giderek bozulmakta, bu
halkımızın geleceğini tehdit etmektedir. Sayıyı değil niteliği önceleyen bir
politikayı talep ediyoruz.
·
2007 sonrası hemşirelik mesleğine açıklık getiren yasa ve yönetmelik
hükümlerinin gereğini yapmadığınız gibi, bu hükümleri kısa bir süre sonra
ardı ardına yaptığınız başka düzenlemelerle işlemez hale getirdiniz.
Böylece meslek yok olma aşamasına geldi. Bu duruma son vermek üzere gereken
düzenlemeleri derhal yapınız.
·
Nitelikli sağlık hizmetine bütün yurttaşlarımızın ücretsiz ulaşabilmesini
talep ediyoruz.
Bakanlığa çağrımızdır. Birinci basamakta çalışanlarına her gün yeni bir
görev dayatmaktan vazgeçin.
Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz. Ocak ayı başından beri her Cumartesi
günü olduğu gibi 14 Mart’ta da aile hekimlerinin ve ASM çalışanlarının nöbet
direnişinin süreceğini buradan bir kez daha hatırlatıyoruz.
Biz sağlık alanındaki tüm örgütler dayanışma içinde mücadelemizi “herkes
için, alan için de veren için de sağlık” gerçekleşene dek sürdüreceğiz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Bursa Tabip Odası – Bursa
Dişhekimleri Odası –
Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi –
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği
Bursa Şubesi – Türk Hemşireler Derneği
Bursa Şubesi – Türk Sağlık Sen
Bursa Şubesi – Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi