TTB Hukuk Bürosu tarafından hazırlanan, sözleşmelerle elde edemediğimiz haklarımızın hukuki zeminde alınması için mücadele edeceğimizi bildiren, halk sağlığı kurumlarına (sayı-numara alınarak yada iadeli taahhütlü posta ile gönderilerek) iletilecek dilekçe örneği ektedir.
Ayrıca TTB Aile Hekimliği Kolu tarafından hazırlanan ve tüm tabip odalarına iletilen “Hem Kendi Haklarımız, Hem de Toplumun Sağlık Hakkı İçin Ses Veriyoruz!” başlıklı basın açıklaması da ektedir.
SES VERİYORUZ!
Sağlık Bakanlığı Aile Hekimliği ile birlikte çalışanlara uygulanan geçici görevlendirmeleri ortadan kaldırdığını iddia ediyordu, şimdi artık ASM çalışanlarını hastane acillerinde,112 istasyonlarında zorla görevlendirerek geçici görevleri sistematik hale getirmiş oldu.
Sağlık Bakanlığı, ASM çalışanlarına daha iyi çalışma koşulları sağladığını iddia ediyordu, hafta içi 40 saat çalışmaya ek olarak geç saatlere dek esnek, hafta sonu Cumartesi günleri fazladan çalıştırmayı düzenleyen genelgeyi yayınladı.
Sağlık Bakanlığı, Aile Hekiminin kendisine kayıtlı kişiye bakmanın kolaylığı her seferinde dile getirirken, hafta içi esnek ve hafta sonu çalışma dayatmasıyla kayıtlı olsun olmasın başvuran herkese ‘acil’ sağlık hizmeti sunulacağını ilan ederek, kendi belirlediği ilkeyi çiğneme noktasına gelmiş oldu.
Sağlık Bakanlığı, Aile Hekimliğiyle birlikte mesleki doyumun had safhaya ulaştığını iddia ediyordu. Performansa, cezaya dayalı bir sistemin bırakın mesleki doyumu; mesleki bağımsızlığı nasıl ortadan kaldırdığını, çalışanlar arasında çalışma barışını nasıl bozduğunu anlatmaktan sıkıldık.
Bakanlığın, birinci basamak sağlık hizmetlerini parçalayan, ekip hizmetini ortadan kaldıran, toplumun ancak kayıtlı olan kesimine o da başvuruya dayalı hizmet sunan anlayışı her geçen gün bataklığa saplanıyor.
Halkı tüketim nesnesine dönüştüren, ülke çapında sağlık hizmetlerine başvuru sayısını yılda ortalama 10’lara çıkaran, acilleri tıka basa dolduran, niteliği düşük sağlık hizmet anlayışı çökmüştür; oluşan tahribatın ASM’leri gece gündüz açık tutarak giderilemeyeceği ortadadır. Böylelikle birinci basamağa verilecek zararın da daha büyük olacağı açıktır.
ASM çalışanlarının dinlenme hakkını elinden alan, tek taraflı sözleşme dayatan, iş güvencesi olmayan, istismara açık ceza puanlarıyla, para kesintileriyle kendine has özel ‘çağdaş kölelik çalışma düzeni’ dayatmalarına karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız.
Halkın; dinlenme hakkı kısıtlanmış, moral motivasyonundan yoksun sağlık çalışanından nitelikli sağlık hizmeti alması mümkün müdür?
Alt yapısı, güvenliği ve donanımı uygun olmayan ASM’lerde, meslek içi eğitimi ve deneyimden yoksun birinci basamak sağlık çalışanı eliyle ‘Acil Sağlık Hizmeti’ sunarak, halk sağlığının tehlikeye atılmasına, sağlık çalışanının ölümcül olabilecek şiddet olaylarıyla karşı karşıya kalmasına sebep olmayacak mı?
Sağlık Bakanlığı’nı buradan bir kez daha uyarıyoruz, ASM sağlık çalışanlarının yitirilmiş temel hakları üzerine yenilerini ekleyerek, haftada 40 saat çalışma üzerine, hafta sonları ve hafta içleri esnek çalışma dayatmalarından vazgeçin.
Birinci basamak sağlık çalışanları olarak, iş güvencesi, insani çalışma koşulları, şartlara bağlı olmayan emekliliğimize yansıyacak emeğimizin karşılığı bir ücret, mesleki bağımsızlık ve dayanışma içinde toplumun her kesimini kapsayacak, katkı ve katılımsız, eşit koşullarda nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.
Kendi haklarımız ve toplumun sağlık hakkı için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
29 Kasım 2014 tarihinde uyarılarımızı Ankara da Sağlık Bakanlığı önünde yapmıştık, ancak Sağlık Bakanlığı ‘yeni nöbet genelgesini’ yayınlayarak 1 Ocakta 2015 tarihinde uygulamaya geçileceğini ilan etmiş bulunmakta.
Bugün bu nedenle hak kayıplarımızı önlemek amacıyla üretimden gelen gücümüzü kullanarak, halkımızı mağdur etmeden sesimizi kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz.
Yarın13 Aralık Cumartesi günüde bir kez daha sesimizi duyurabilmek için Ankara’da olacağız, sonuç alamazsak başta ASM’lerimizde olmak üzere her yerde hak alma mücadelemizi sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğiz.
Saygılarımızla