Bursa Tabip Odası, son zamanlarda Türk Tabipleri Birliği’nin etkisizleştirilmeye çalışılmasına tepki gösterdi. BTO Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, yaptığı açıklamada, “TTB, yalnızca hekimlerin değil tüm toplumun örgütüdür. Adına, bütünlüğüne, “hekimliğin kişi ve toplum yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” olan temel görevine ve iki evrensel değere; hekim bağımsızlığına ve meslek örgütünün bağımsızlığına yönelen bu saldırılar durmalıdır” ifadelerini kullandı.
Bursa Tabip Odası, Bursa Akademik Odalar Birliği’nde bulunan Türkan Saylan Toplantı Salonu’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla TTB’nin etkisiz hale getirilmeye çalıılmasına tepki gösterdi.
BTO Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, Yönetim Kurulu üyeleri, Oda üyesi hekimlerin yanı sıra Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, SES Bursa Şube Başkanı İrfan Açık, ve İKK ve Oda temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasında iktidarın hedefinin tüm meslek birliklerinin kendilerinin istediği şekilde hareket etmesi ya da etkisizleştirilmesi olduğunu dile getirdi.
Açıklamanın tam metni ise şöyle:
Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!
TTB ve Sağlık Hakkı Mücadelemiz Susmadı Susmayacak!
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları olarak etik-bilimsel temellerle savunduğumuz hekimlik değerleri, halk sağlığını önceleyen çalışmalarımız iktidarlarla ters düşebilmiştir. Bu nedenle TTB, onların hedefinde olmuş ve olmaya da devam etmektedir. COVID-19 salgınında olduğu gibi bilimsel bilgiyi her daim şeffaf bir şekilde toplumla paylaşmamız, hekimlerin yaşadığı şiddete ve mobbinge karşı sesimizi yükseltmemiz, hekimlerin emeğini ve sözünü meydanlara taşıyarak insanca yaşama ve çalışma koşullarını savunmamız ve sağlıkta yaratılan çöküşü gün yüzüne çıkarmamızın da son dönem iktidarın bizleri hedef almasında asıl nedenlerden olduğunu, hem hekimler hem de kamuoyu açıkça görmektedir.
Son dönem TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı üzerinden başlatılan saldırının asıl hedefi de iktidarın son yaptığı açıklamalarla açıkça ortaya konmuştur. Hedefleri tüm meslek birliklerinin kendilerinin istediği şekilde hareket etmesi ya da etkisizleştirilmesidir. Bunu her birlik için ayrı yöntemler ortaya koyarak yürüttüklerini, açıkladıkları çalışmalarda bir kez daha görmekteyiz. Ancak bilinmelidir ki; TTB hangi iktidar olursa olsun halkın sağlığı, toplumun yararı için doğruyu söylemekten asla vazgeçmemiştir/ vazgeçmeyecektir. TTB ve toplum için mücadele veren emek-meslek örgütlerini denetim altına almak, öncekiler gibi mevcut iktidar çevrelerinin de siyasi ajandasının üst sıralarında yer alıyor olabilir; ama dün gibi yarın da toplum, hekimler ve emek-meslek örgütleri sağlığına, emeğine, geleceğine sahip çıkacaktır.
Bizler biliyor, görüyor ve yaşıyoruz. Demokratik ülkelerde en geniş yetkilerle donatılan, mesleki bağımsızlıkları güvence altına alınan meslek örgütleri; totaliter rejimlerde yetkileri kısıtlanan, mesleki ve mali özerklikleri daraltılan, halkın ve meslektaşlarının yararına tutum aldıklarında iktidarlar tarafından hedef haline getirilen bir anlayışla karşılaşmaktadırlar.
TTB özelinde, 1980 askeri darbesi ve sonrasındaki süreçlerde yapılan yasa değişiklikleri ile mali, mesleki kısıtlamalara gidilmiş; bununla da yetinilmeyerek yasada var olan yetkilerin uygulanmasında bürokratik engeller çıkarılmıştır. Hekimlik değerlerinin, mesleki bağımsızlığın, halkın sağlık hakkının savunucusu olmuş olan TTB ve tabip odaları, bu değerlerin korunup geliştirilmesi için büyük mücadeleler vermiş, bu nedenle birçok baskıya maruz kalmış ancak hepsinde de haklı çıkmış, bugünkü gücüne ulaşmıştır.
Bizler önce meslek örgütümüzün başkanı ve yöneticileriyle başlatılan; ardından meslek örgütü değerlerine, mesleki bağımsızlık ilkelerine yöneltilen bu antidemokratik müdahaleleri aslında tüm topluma verilmiş bir gözdağı olarak görüyoruz. İktidar çevreleri ülkemizde halkın sağlığının en önemli savunucusunun TTB olduğunu çok iyi bilmektedir. TTB’yi etkisizleştirmeye, güçten düşürmeye, mümkünse tamamen susturmaya yeltenmeleri; siyasal, sosyal ve sağlık alanı başta olmak üzere hayatın tüm alanında sürdürdükleri halkın sağlığına zararlı politikaları daha da artırmaktan başka amaç taşımamaktadır.
TTB ve tabip odaları olarak, bugün yaşanan uygulamaları kabul etmediğimizi, hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık ve halkın sağlık hakkı için mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Son 40 yıllık süreçte hakkında açılan davaların tamamından beraat etmiş olan TTB ve yöneticileri, bütün baskılara rağmen yaşanan bu süreçten de gücünü ve meşruiyetini artırarak çıkacaktır.
Türk Tabipleri Birliği Yasası’nda bir değişiklik yapılacaksa, ancak TTB ve tabip odalarının gücünü artıran, yetkilerini genişleten, mesleki bağımsızlığın önündeki engelleri kaldıran bir şekilde olmalıdır. Bu değişiklik TTB, tabip odaları ve hekimlerin katılımıyla yapılmalıdır. Bunun haricinde yapılacak hiçbir müdahaleyi kabul etmediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
TTB, yalnızca hekimlerin değil tüm toplumun örgütüdür. Adına, bütünlüğüne, “hekimliğin kişi ve toplum yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” olan temel görevine ve iki evrensel değere; hekim bağımsızlığına ve meslek örgütünün bağımsızlığına yönelen bu saldırılar durmalıdır.
Halkın sağlığı, hekimlerin hakları, toplum yararı için kılını kıpırdatmayanların TTB’nin ve meslek örgütlerinin yasaları için, gelecekleri için tek bir söz söylemeye hakkı yoktur. Biz topluma ve hekimlere onların sağlığını, emeğini korumak için söz verdik. Dün olduğu gibi bugün de hiçbir iktidar bize geri adım attıramayacak. TTB, kimlerin iktidarda olduğuna bakmaksızın, tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de hekimler için hekimlerle birlikte mücadelesine devam edecektir.
Hekimler susmaz, TTB susturulamaz!
Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu