Bizler, her gün yüz binlerce vatandaşımızı sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için aile sağlığı merkezlerinde aralıksız çalışan hekimlerin, sağlık emekçilerinin örgütleri olarak sağlık sisteminde yaşanan ve yenidoğan skandalı ile görünür hale gelen büyük sorunların çözümü için “birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” gerektiğini biliyoruz. Sağlık Bakanlığı ise sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ve torba kanun teklifleri ile sorunları daha da çözülmez hale getirmektedir. Bizlerin bilimsel çalışmalardan ve dünya örneklerinden yola çıkarak getirdiğimiz kalıcı çözüm önerilerini içeren taleplerimizi duymazdan gelmekte, yanlışta ısrar etmektedir. Bakanlığın bu yanlışlardan dönmesini sağlamak için yaptığımız sayısız görüşme ve kasım ayında uyarı amacıyla gerçekleştirdiğimiz üç günlük iş bırakma etkinliği sonuç vermeyince halkın sağlığını ve meslek onurumuzu korumak için 2-6 Aralık tarihlerinde beş gün iş bırakma eylemi yapmak zorunda kaldık.
Öncelikle bu eyleme aktif şekilde katılan hekimler ve birinci basamak sağlık çalışanları arkadaşlarımıza, güçlü bir destek veren farklı birimlerden meslektaşlarımız, diş hekimleri, eczacılar ve halkımıza çok teşekkür ederiz. Çeşitli illerde eyleme katılan arkadaşlarımıza uygulanan yaptırımların (grup düşürme, maaştan kesme vb.) örgütlenme hakkımıza müdahale anlamı taşıdığını ve hukuksuz olduğunun mahkeme kararlarıyla kesinleştiğini hatırlatmak istiyoruz. Soruşturmaya uğrayan, cezalandırılmaya çalışılan arkadaşlarımızın sonuna kadar arkasında olduğumuzu ve hukuksal destek vermeye devam ettiğimizi vurguluyoruz.
Bazı bakanlık yetkililerinin söylediğinin aksine eylemimiz büyük yankı bulmuş ve etkili olmuştur. Nitekim bakanlık, Performans ve Ödeme Yönetmeliği ile getirdiği bazı uygulamaları (yapılması gerekli HYP oranının düşürülmesi, aile sağlığı merkezine başvurmayan kişi kaynaklı kesinti yapılmaması) geçici olarak ertelemek veya kotayı azaltmak zorunda kalmıştır. Ancak bu geri adımlar halkın sağlığı ve meslek onurumuzun korunması için yeterli değildir. Bakanlık bu geri adımların geçici olduğunu ifade etmektedir. Yeniden uygulanması, hatta artırılarak uygulamaya alınması çok mümkündür. Diğer yandan bu yönetmeliğin, yürütülmesinden sorumlu kişi olan Sağlık Bakanı tarafından tamamen kaldırılması da mümkündür ve bizim öncelikli taleplerimizden birisi budur. Ancak aşağıda yer alan diğer taleplerimizi sonuna kadar takip edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirerek mücadeleye devam etme kararlılığında olduğumuzu tüm kamuoyuna ve bakanlık yetkililerine bildirmek istiyoruz.
Bu kapsamda 10 Aralık akşamı bir araya gelen ve aşağıda imzası bulunan örgütler olarak 6-10 Ocak tarihlerinde beş gün süreyle birinci basamakta iş bırakma eylemi yapacağımızı, ikinci ve üçüncü basamakta çalışan üyelerimizi de meslek onurumuz ve halkın sağlığı için aynı hafta içinde 8 Ocak Çarşamba günü bir gün süreli iş bırakma eylemi yapmaya çağırdığımızı ilan ediyoruz.
Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, halkımızın da daha nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağını tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz. Her kademede çalışan ve her meslekten sağlık emekçilerini, halkımızı bizlere katılmaya, sesimize ses vermeye davet ediyoruz.
Taleplerimiz:
- Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
- Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar aile sağlığı merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
- Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken aile sağlığı merkezlerinde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.
- Aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
- Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF)
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN)
Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF)
Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS)
Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Birlik Sağlık Sen)
Genç Sağlık Sendikası
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş)
Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER)
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN)
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER)