Site icon Bursa Tabip Odası

Ekonomik ve Özlük Haklarımız, Halkın Sağlık Hakkı İçin G(ö)REV’deyiz!

Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz!

Bu son tek günlük G(ö)REV’imiz.

Sağlığı alınıp satılan meta, hastaneleri işletme, hastaları müşteri ve sağlık çalışanlarını köle olarak gören anlayışın yürürlüğe koyduğu sağlıkta dönüşüm programı ile, sağlık emekçilerinin emeği değersizleştirilmiş, çalışma koşulları kötüleşmiş halkın sağlık hakkı elinden alınmış ve gelinen aşamada sağlık sistemi işlemez hale gelmiştir.

Pandemi ile belirginleşen sağlık emekçilerinin çalışma koşullarında artan zorlukları ve ekonomik krizin derinleştirdiği ekonomik kayıpları yaşamaya devam ediyoruz. Siyasal iktidar, sağlık hizmetleri sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının haklarını görmezden gelmekte, tercihini sermayeden yana kullanmaktadır. Toplumun tüm kesimleri gibi bizler de artık geçinemiyoruz.

Koruyucu sağlık hizmetlerinden çok tedavi edici sağlık hizmetlerinin öncelendiği, sağlık hizmet sunumunda sevk zincirinin uygulanmadığı, kışkırtılmış sağlık talebi yaratan bu sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını elinden almaktadır. Sağlığa erişim giderek zorlaşmakta, katkı-katılım payları ile ekonomik krizin derinleştiği koşullarda yurttaşın cebinden giderek daha fazla para çıkmaktadır. Bu işletilmeyen, sağlık değil sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü ise sağlık emekçileri çekmekte, emeklerinin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenmektedirler.

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile aylarca randevu almak, ameliyat olmak için sanal kuyruk beklenmektedir. Bu da sağlık hizmetine erişimi engellemekte ve geciktirmektedir. Sağlığı doğruda olumsuz etkileyen bu gecikme halkı mağdur etmektedir.

Sağlık emekçileri yetersiz istihdam ve kışkırtılmış sağlık talebi karşısında tükenmekte, angarya ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yoğun emeğin karşılığında ise insanca yaşanabilecek temel ücrete erişmek yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yaklaşımları ile geçiştirilmektedirler. Performans ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, nitelik değil nicelik önemsenmektedir. Yoğun emek gerektiren bu çalışma düzeni ve ekonomik sorunların yanı sıra liyakatsiz atamalar, yönetici mobbingleri, KHK’ler ve soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalar ile sağlık emekçileri yıldırılmıştır.

Hekimin isteği ve bilgisi dışında MHRS sistemi üzerinden 5 dakikada bir muayene randevusu açılmaktadır. DSÖ uygun bir muayene süresinin en az 20 dakika olduğunu açıklamıştır. Hekimlere dayatılan 5 dakika muayene sürecinde hastanın şikayetlerini dinlemek bile olanaksızdır. Hastalarımızı yeterince dinleyememekten, muayene edememekten şikayetçiyiz. Bu durum hekimin mesleki özerkliğine müdahale etmek anlamı taşıdığı kadar; halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına da engel olmaktadır.

Halkımız şikayetinin bile dinlenmediği, muayene edilemediği koşulların suçlusunun hekimler olmadığını ve bu durumun onların sağlığını olumsuz etkilediğini bilme hakkına sahiptir.

Sağlık sisteminde yaşanan tüm olumsuzluklar sağlık emekçilerine yansıtılmakta, pandemiyle beraber daha da derinleşen yanlış sağlık politikaları, ülkeye olduğu gibi sağlığa da yansıtılan şiddet dili her geçen gün daha da can yakmakta, canımızı almaktadır. Hemen her gün sağlık emekçileri ölümle sonuçlanan şiddet ile karşı karşıya kalmalarına karşın, güvenli işyerleri ve etkili-caydırıcı sağlıkta şiddeti önleme yasası bakanlığın gündeminde değildir.

Sağlık emek meslek örgütleri olarak sağlık alanında yaşanan bu olumsuz tabloya karşı Halkın sağlık hakkı ile ekonomik ve özlük haklarımız için hep birlikte mücadele ediyoruz.

Emekli aylıklarının benzerleri ile kıyaslanamayacak kadar düşük olması, sağlık çalışanlarını emekli olduktan sonra da çalışmaya zorlamaktadır.

Emeklilerin hangi sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak emekli olduğuna bakılmamalı, hepsine eşitlik ve adalet ölçüsünde insanca yaşamaya yetecek emekli maaşı bağlanmalıdır.

COVID-19 pandemisinin bilimsel bilgi ve tarihsel deneyimlerin yok sayılarak, veri gizleyerek kör döğüşü biçiminde yürütülmesi meslektaşlarımızın, halkımızın hastalanmasına/yaşamlarını yitirmesine yol açmıştır. Pandemi, salgının değil algının yönetildiği süreç olmuştur.

Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getirilen bu çalışma yaşamının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızı gasp eden bu bozuk düzene karşı alternatifsiz değiliz. 14 Mart sağlık haftasına doğru giderken büyük sağlıkçı buluşmaları gerçekleştireceğiz. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda daha uzun süreli G(Ö)REV’e hazır bulunduğumuzu da buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz.

Bu G(ö)REV yalnızca hekimler/sağlık çalışanları için değil, hepimiz içindir. Taleplerimiz; halkımızın sağlık hakkı, topluma nitelikli sağlık hizmeti sunulması ve insanca yaşamın sağlanmasıdır. Biz hekimler ve sağlık çalışanları dün olduğu gibi bugün de nitelikli sağlık hizmeti sunmak ve iyi hekimlik yapmak istiyoruz. Sizin de her gün yakından şahit olduğunuz sağlıkta yaşanan bu çöküşün sorumlusu hekimler ve sağlık çalışanları değildir. Aylarca sanal kuyruklarda beklemenize, 5 dakikada muayene olmanıza, sorunlarınızı acillerde çözmeye çalışmanıza, nitelikli sağlık hizmeti alamadığınız sağlık sistemine karşıyız. Hem hekimlerin hem de toplumun sağlık hakkı için bu uygulamalara itirazı birlikte yükseltelim. Hekimler ve sağlık çalışanları köle, hastalar müşteri değildir. Sağlıklı yaşam hakkımızdan vazgeçmeyelim!

Bugün G(ö)REV zamanı! Hakkımızı arama konusundaki kararlılığımızın ve taleplerimiz karşılanana kadar eylemlerimizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Bursa Tabip Odası
Bursa Dişhekimleri Odası
Bursa Eczacı Odası
Bursa Veteriner Hekimler Odası
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi
Dev Sağlık İş Bursa Şubesi
Genel Sağlık İş Sendikası
DİSK
Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası
Bursa Aile Hekimliği Derneği
Tarım ORKAM-Sen

Exit mobile version