Coğrafyamız çok uzun zamandır savaşlarla, insan eliyle oluşturulan felaketlerle boğuşmaktadır. Son yıllarda bir kısmının vekalet savaşları halini de aldığı bu yıkıcı süreçte muktedirler, asla taraf olamayacak ya da taraf gösterilemeyecek sağlık kurumlarını, araçlarını, çalışanlarını ve hekimleri taraf göstermeye ya da taraflaştırmaya çalışmaktadır. Başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları; iktidarlar tarafından savaşlarda tarafgir olmaya, etik ihlallere karşı sessiz kalmaya zorlanmaktadır. Savaşa karşı söz kurmamanın, tüm canlıların haklarını savunmamanın, ayrımsız herkes için sağlığın hak olduğunu söylememenin coğrafyamızda zulmedenleri ve savaştan beslenenleri güçlendireceğini; sağlık ve insan haklarını görmezden gelmek için onları cesaretlendireceğini biliyoruz.Son olarak Filistin’de sağlık kurumlarının, çalışanlarının içindeki hastalarının da hedef alındığı savaştan hareketle, Dünya Tabipleri Birliği Cenevre Bildirgesi Mesleki Bağlılık Yemini, Ethical Principles of Health Care in Times of Armed Conflict and Other Emergencies, Cenevre Sözleşmeleri gibi birçok uluslararası etik deontolojik metnin de bizlere yüklediği sorumlulukla:Tüm insanlığa; sağlık kurum ve çalışanlarının savaşlardaki dokunulmazlık ve bağımsızlığını sonuna kadar savunacağımıza, savaşlarda yalnızca canlıların yaşam ve sağlık hakkından yana taraf olacağımıza, bedeli ne olursa olsun her zaman barış için mücadele vereceğimize söz veriyoruz.Hekimler/sağlık emekçileri olarak; İsrail’in, insanlığa karşı suçları nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için Birleşmiş Milletler’i göreve davet ediyoruz.