BİLGİ NOTU
Konu: Aile hekimlerinin Cumartesi
nöbetleri
Bilindiği
gibi aile hekimlerinin çok büyük bir bölümü 5258 sayılı Yasanın 3.maddesi
uyarınca, daha önce 657 sayılı Yasaya tabi olarak görev yapmakta oldukları kurumlarında
aylıksız veya ücretsiz izinli sayılarak ve kadroları ile ilişkileri devam eder
vaziyette Valiliklerle yaptıkları sözleşme ile çalışmaktadırlar. Anayasa
Mahkemesi’nin aile hekimlerini diğer kamu görevlisi olarak nitelendirdiği de
bilinmektedir.
Aile
hekimlerinin meslek kuruluşu ve bağlı bulundukları sendikaların kararları
doğrultusunda Cumartesi nöbetlerine gitmemeleri, tarafımızdan örgütlenme, ifade
ve hak arama özgürlüğü olarak nitelendirilmektedir. Bununla birlikte Valilikler
tarafından bu nedenle aile hekimlerine ihtar puanı verilmeye devam olunmakta,
bu durum aile hekimlerinin bir kısmını, sözleşme fesihleri ile karşı karşıya
bırakmaktadır. ihtar puanlarının iptali istemiyle açılan davalarda yerel idare
mahkemelerinin bir kısmından olumlu kararlar (iptal) alınmışsa da işin kötü
yanı, Danıştay’ın bu konuya bakışı son derece olumsuz yönde bir kararlılık
göstermektedir. Bu davalarda Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması
düşünülebilir ise de Anayasa
Mahkemesi’nin Devlet Demir Yolları personelinin bir günlük iş bırakma eylemine
ilişkin olarak sendikal faaliyetin yapılması nedeniyle bu alanda yaşanan
aksamaların bireysel ve toplumsal hayatı derinden etkilediğinin kabulü
gerekeceği, bu nedenle kişiye verilen kınama cezasının zorlayıcı bir toplumsal
ihtiyaçtan kaynaklanması nedeniyle demokratik toplumda gerekli olduğu sonucuna
vararak sendika hakkının ihlal edilmediğine karar verdiğinin bilinmesinde yarar
var.
Normal
koşullara ilişkin bu düşüncenin ötesinde, soruların daha spesifik olarak OHAL
üzerinden sorulması karşısında nöbete gitmeme eyleminin bu çerçevede de
değerlendirilmesini gerektirmektedir. Esasen ilgili mevzuata baktığımızda aile
hekimlerinin Cumartesi nöbetlerine gitmemesinin doğrudan doğruya farklı bir
sonucu doğurmayacağı düşünülmektedir. Bununla beraber 2935 sayılı Olağanüstü
Hal Kanunu’na bakıldığında; 32.maddesinde Devlet Memurları Kanunu kapsamına
giren bütün personele bu Kanun uyarınca verilen görevleri yapmamaları veya
savsaklamaları veya alınan tedbirlere uymamaları halinde, tabi oldukları
disiplin mevzuatında bu fiillerin disiplin mevzuatında bu fiillerin disiplin
cezasını gerektirip gerektirmediğine bakılmaksızın, durumun ağırlığını dikkate
alarak uyarma, kınama ve aylıktan kesme disiplin cezalarını doğrudan doğruya
vermeye ve uygulamaya yetkili oldukları, bunun dışında kalan kamu görevlileri
ile diğer görevliler hakkında da yukarıda belirtilen eylemlerinden dolayı brüt
aylık ücretlerinin 1/30 – 1/8 arasında belirleyeceği miktarda ücret kesme
cezası uygulayabilecekleri düzenlenmiştir.
657
sayılı Yasanın madde 125/E-e’de de “savaş, olağanüstü hal veya genel âfetlere
ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak” devlet
memurluğundan çıkarma cezası gerektirir hal içinde tanımlanmaktadır.
Her
ne kadar aile hekimlerinin Cumartesi nöbetleri bu kapsamda (olağanüstü hal
konularında) verilmiş bir görev değilse de idare tarafından –yalnızca eylemin
bu dönem içinde gerçekleşmesinden hareketle- bu şekilde nitelenerek aylıktan
kesme ve/veya sözleşmesi fesih noktasına gelmiş aile hekimlerine yönelik fesih
işlemleri yapılabileceği gibi, devlet memurluğu ile bağlarının korunuyor
olmasından hareketle memuriyetten çıkarma işlemi yapılması ile de karşı karşıya
kalabilecekleri kaygısını taşımanın çok da yersiz olmayacağı kanısındayız.
(Hatırlanacağı gibi bir aile hekiminin mizahi bir yaklaşımla Gollumile dönemin
Başbakanını bir arada gösteren paylaşımı dolayısıyla aile hekimliği sözleşmesi
feshedildiği gibi memuriyetten de çıkarıldı, İdare Mahkemesinde açılan dava ise
henüz sonuçlanmadı)
Bu
tür işlemlerin iptali istemi ile dava açılabilir, ancak 668 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile“MADDE 38 – (1)
Olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında
alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin
durdurulmasına karar verilemez.” düzenlemesi yapıldığını da hatırlatmak gerekir.
Aile
Hekimliği Kolu’nun hukuken gelinen noktayı, aile hekimliğinin ve aile
hekimlerinin bugünkü durumunu bütün bu bilgilerle birlikte analiz ederek,
Cumartesi nöbetlerine gitmeme eylemini gelecek
perspektifi ile birlikte gözden geçirmesinde yarar olabilir.
Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu