Emekli Göğüs ve Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Dr. Erdal Baççıoğlu, COVID-19’a yakalandıktan sonra yaşadıklarını Bursa Tabip Odası’na anlattı. Baççıoğlu, sadece fiziken değil ruhen de sarsıldığını söyledi.
Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının Türkiye’deki ilk tespit edilen vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mart 2020’de açıklandı. Ülkedeki virüse bağlı ilk ölüm ise 15 Mart 2020’de gerçekleşti. 13 Ekim itibarıyla Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 338 bin 779 kişi COVID-19’a yakalanırken, 8 bin 957 kişi hayatını kaybetti. 296 bin 972 kişi ise iyileşerek sağlığına kavuştu. Salgının ilk günlerinde hastalığa, eşi ile birlikte yakalanan, sonrasında ise iyileşerek yaşantısına devam eden Erdal Baççıoğlu, yaşadığı hastalık sürecini Bursa Tabip Odası’na anlattı.
ŞEHİR HASTANESİ’NE 765 VAKA VARDI
Risk grubunda bulunan 70 yaşındaki Dr. Erdal Baççıoğlu, 2015’teki emekliliğinin ardından iş yeri hekimliği yapıyor. Mart ayında ilk vakanın görülmesinden sonra kendi tedbirlerini aldığını belirten Baççıoğlu, son 15 gün iş yerine gitmemesine rağmen hastalığa yakalandığını söyledi. 8 Nisan’da kendisini halsiz hissettiğini söyleyen Dr. Erdal Baççıoğlu, bu durumun 2-3 devam ettiğini, bu arada tedbir olarak eşiyle ayrı odalarda yatmaya başladıklarını belirtti. Baççıoğlu, söz konusu durum geçmeyince eşiyle beraber Şehir Hastanesi’ne gittiklerini, PCR testi ve tomografi çekildiğini sözlerine ekledi. “Şehir Hastanesi’ne yattığım zaman hastanede 765 COVID hastası vadı, yaklaşık 65 kişi de yoğun bakımdaydı. Yataklar doluydu, güç bela bir yatak bulunmuştu bana” diye konuşan Baççıoğlu, PCR testinin o dönemde 3-4 günde sonuçlandığını belirterek, tomografide, COVID-19 için oldukça tipik olan akciğerlerde buzlu görüntü çıkması üzerine hastaneye yatırıldı. 8-10 gün boyunca hastanede tecrit odasında tedavi gören Dr. Baççıoğlu sağlığına kavuştu.
İNSANLAR CAN DERDİNDEYKEN HALAY ÇEKİYORLAR
Eşinin hastalığının daha ağır geçtiğini ve yoğun bakımda da kaldığını belirten Erdal Baççıoğlu, hastalığın fiziksel etkilerinin yanında ruhsal etkilerini olduğunu da vurguladı. Özellikle odada tek başına yatarken, televizyonda yayınlanan ölüm haberlerinden çok etkilendiğini belirten Dr. Baççıoğlu, “O sıralar ülkemizde toplu yemekler veriliyor, halaylar çekiliyor, asker uğurlamaları, umreci karşılamaları gerçekleştiriliyordu. Hayat bütün hızıyla devam ediyordu. Ama bir kısım insanlar da eşleri veya kendileri yoğun bakıma düşmüşler, can derdinlerdi. Orada can derdindeyken, kim maske takmış, kim halay çekmiş, kurala uymamış, bunları düşünecek halde olmuyorsunuz” ifadelerini kullandı.
PANDEMİ SÜRECİ DRAMLARLA DOLU
“Pandemi süreci aslında dramlarla dolu” diye konuşan Dr. Erdal Baççıoğlu, “İnsanlar cenazelerini bile bir-iki kişi gittiler kaldırdılar. Doğru dürüst cenaze törenleri bile yapılamadı. Yollar kapandı. Benim kızım Berlin’de okuyor. ‘Acaba kızım cenazeme gelebilir mi?’ diye düşündüm. Yani en yakın kardeşlerim, akrabalarım ziyaretime gelemediler. Hiç kimse sana yardım edemiyor, kendinizden başka. Yapayalnız kalıyorsunuz. Gittiğiniz zaman eşinizin yanına giremiyorsunuz, izole odada çünkü. Çok ağır bir travma aslında. Ruhsal olarak çöküyorsunuz. Bir tek odadasınız akşama kadar. Yemekler kapıdan bırakılıyor. Çekip gidiyorlar, yemeği kimin getirdiğini bile görmüyorsunuz” dedi.