Site icon Bursa Tabip Odası

Bursa’ya Meslek Hastalıkları Hastanesi yakışır

İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. 2016 yılında bin 970 işçi yaşamını yitirirken, 2017’nin ilk iki ayında bu rakam 287’yi buldu. Sanayi ve inşaat sektöründe iş kazalarının oldukça yoğun olduğu Bursa’da ise 2016 yılında  81, 2017 yılında 16 kişi iş cinayetine kurban gitti. Bursa Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyon Başkanı Dr. Bülent Kavuşturan, meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenebilir olduğunu belirtirken, “Bursa gibi bir ile Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin yakışacağını düşünüyoruz” dedi.

İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı gün geçtikçe artarken, KalDer Bursa Şubesi tarafından düzenlenen “İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Neden Azalmıyor” panelinde ülkenin kanayan yarası haline gelen iş cinayetlerine bir kez daha vurgu yapıldı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Bursa Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyon Başkanı Dr. Bülent Kavuşturan, işyeri hekimliğinde iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını anlattı. Dr. Bülent Kavuşturan, iş kazalarının gün geçtikçe arttığına dikkati çekti, Türkiye tarihinin en çok işçi ölümünün 2016 yılında gerçekleştiğini açıkladı. 2016 yılında bin 970 işçinin çalışırken yaşamını yitirdiğini kaydeden Kavuşturan, “Yaşamını yitirenlerin 1682’si işçi ve memur, 288’i ise çiftçi ve esnaf. 56 çocuk, 110 kadın ve 96 göçmen işçinin can verdiğini görüyoruz. 2017 Ocak ayında 161, Şubat ayında ise 126 işçi hayatını kaybetti. Bursa’da ise 2016 yılında 81 işçi yaşamını yitirirken, 2017 yılında bu rakam iki ayda 16’yı buldu. Bursa gibi bir ile Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin yakışacağını düşünüyoruz” dedi.

HASTALIKLAR TESPİT EDİLEMİYOR

Dr. Bülent Kavuşturan, bunun yanı sıra meslek hastalıklarının tespit edilemediğini, 40 bin meslek hastalığı tespit edilmesi gerekirken 534 hastalığın tespit edilebildiğini vurguladı.
Gelişmiş ülkelerde enfeksiyonlar, iş kazaları, meslek hastalıkları, ağır iş yükü, fiziksel, kimyasal ve psikolojik risk etkenlerinin kontrol altına alındığını belirten Kavuşturan,
yeni teknoloji ve çalışma biçimlerine bağlı ergonomik sorunlar, kas iskelet sistemi hastalıkları, alerjiler, psiko-sosyal sorunlar gibi yeni hastalıkların da ortaya çıktığını vurguladı. Ülkemizde ise silikozis, kurşun, civa, arsenik zehirlenmesi gibi geleneksel iş sağlığı sorunlarının hala çözülemediğini belirten Kavuşturan, “Yoğun bilgisayar kullanımı ve duruş bozukluklarına bağlı kas iskelet hastalıkları, işsizlik, iş güvencesinin olmaması, uzun süre çalışma, ücret yetersizliği gibi pek çok psiko-sosyal sorun ve denetimsiz kimyasal kullanımının tetiklediği alerjik hastalıklar gibi yeni iş sağlığı sorunları da karşımıza çıkmaktadır. Fiziksel, kimyasal, biyolojik, psiko-sosyal, ergonomik pek çok sorun bir arada çalışanın sağlığını tehdit etmektedir. Bir maden çalışanının karşılaşabileceği meslek hastalığının sadece toza bağlı pnömokonyoz olduğunu düşünmek büyük hatadır. Aynı çalışanda gürültüye bağlı işitme kayıpları da, iş kazaları sonrası ortaya çıkabilen post travmatik stress sendromu da oluşabilir. Pnömotik kırıcı kullanımı nedeniyle el-kol vibrasyonu ve buna bağlı beyaz parmak hastalığı da aynı çalışanın karşılaşabileceği meslek hastalıklarından sadece bir kaçıdır” diye konuştu.  

ÖNCELİK DURUM SAPTAMASINDA

İşyerinde temel görevi koruyucu hekimlik olan işyeri hekiminin çalışanın sağlığını koruyabilmek, gözetebilmek için pek çok etkene dikkat etmesi gerektiğini de ifade eden Kavuşturan, “Hekim, işyeri durum saptaması yapmalı. Çalışma koşulları ve çalışma ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. “İşyeri Risk Değerlendirmesi” sonuçlarına ulaşmalı, yapılmamış ise yapılmasını sağlamalıdır. Risk analizi ideal sağlık gözetiminin olmazsa olmazı ve sağlık gözetiminin ilk hareket noktasıdır” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version