Her yıl Nisan- Mayıs aylarında çalışmak için Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır’dan gelen mevsimlik tarım işçilerinin Bursa’daki çile dolu yaşamı her yıl olduğu gibi bu yıl da sürüyor. Yenişehir, Mustafakemalpaşa ve Karacabey İlçelerinde kurulan çadır kentlere yerleşen tarım işçilerinin çalışma koşullarıysa Hükümetin 2017 yılında hazırlattığı Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesine İlişkin Genelge’ye rağmen değişmedi. Bursa’da 2010 yılından bu yana Bursa Tabip Odası öncülüğünde mevsimlik tarım işçileriyle ilgili hazırlanan raporlar yetkililere sunulsa da bu yıl da kurulan çadırlarda aynı sorunları görmek mümkün. Bursa Tabip Odası, her yıl olduğu gibi bu yıl da mevsimlik tarım işçilerinin eğitim, barınma, sağlık ve sosyal sorunlarıyla ilgili çözüm zincirinin bir halkası olabilmek için kolları sıvadı. Mustafakemalpaşa, Karacabey’in ardından Yenişehir’deki Çardak ve Menteşe köylerindeki çadır kamplar ziyaret edildi.
KAMYON KASASINDA YAŞAM
Mevsimlik tarım işçileri Bursa’ya kiraladıkları minibüslerle kamyon kasasında tehlikeli bir yolculukla geliyor. Çadır kamplar yerleşim yerlerinin dışında olup, barınma ve çalışmayla ilgili hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor. Yine bu işçilerin tarlalara taşınması da üstü açık olarak kamyonet kasalarında yapılıyor. Herhangi bir sosyal güvenceleri olmaksızın sabahın erken saatlerinden akşama kadar tarlalarda çalışan işçiler, yorgunluklarını atmak üzere gittikleri çadırlarında da ayrı ayrı sorunlarla boğuşuyor. Günde 50 liraya çalışan tarım işçilerinin yanlarında getirmek zorunda kaldığı çocuklar ise eğitim sisteminin dışında kalıyor.
ÇOCUKLARDA BULAŞICI HASTALIKLAR
Çadır kampların tümünde kampta yaşayanların sağlığını olumsuz etkileyebilecek düzeyde barınma sorunları mevcut. Kamp alanlarında düzgün bir altyapı yok. Kamplar her türlü bulaşıcı hastalığa açık ve hijyenden yoksun. Kötü koşullarda yapılmış, yeterince suyu olmayan ve ortak kullandıkları tuvalet ve banyolar sağlık için risk içeriyor. Bazı kamplarda su ve elektrik uygun olmayan koşullarda sağlanıyor. Kamplarda çadırların yanında bulunan su birikintileri sineklerin ve haşerelerin oluşmasına neden oluyor. Kamplarda bulunan çocuklarda bulaşıcı deri hastalıkları da görülüyor. Kampta barındıkları çadırlara yakın şekilde kurulmuş üstü açık, dört yanı kapalı banyo, tuvalet için kullandıkları küçük odacıklar ile tandır fırınları ve açık mutfaklar dikkat çekiyor. Çalışmayan küçük yaştaki çocuklar kampta toz, toprak, çamur içinde oyun oynayarak zaman geçiriyor.
YETKİLİLERE ACİL ÇAĞRI!
Kamplarda ciddi bir sağlık problemi yaşandığını, yetkililerin acilen kamplara müdahale etmesi gerektiğini dile getiren Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Güzide Elitez, “İlk olarak bu kamplara 2010 yılında geldik. 7 yıldır hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. İlk geldiğimiz yıllarla bugün arasında kısmi farklılıklar var. Şebeke suyu var ama tuvalet ve banyolar bağlı değil, kötü koşullarda. Çocuklar hasta, çok yoğun olarak cilt enfeksiyonları gördük. Bunlar genelde kirlilikten olan hastalıklardır. Açıkta fosseptikler, kirli sular var. Duş ve kirli sular açıkta, her türlü haşaratı görmek mümkün. Bunlar insan sağlığını tehdit eden unsurlar. Sağlık görevlilerinin buraya gelmesi gerekiyor. Tarama ve takibe ihtiyaç var. Aşılanma ve her türlü tıbbi bakıma ihtiyaçları var. İnsanca yaşama koşulları herkesin hakkı. Bu koşulları sağlamak da devletin bir numaralı görevi. Bu insanlık temel hakkının çiğnendiğini görüyoruz. Bursa’ya bu yakışmıyor. Orta Çağ koşullarını burada görmek insanın içini acıtıyor. Hızla düzelmesi gereken koşullar var. Başbakanlık’ın genelgesi var. Bu genelgeye uyulmasını istiyoruz. Yetkililerin bu çalışmalara el atması gerekiyor. Bu insanları görmezden gelmek en büyük ayıbımız” dedi.
GENELGE VAR AMA…
Öte yandan Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak amacıyla bulundukları illerden başka illere giden vatandaşların ve ailelerinin bu süreçte yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik çalışma başlatılmıştı. Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla yayımlanan genelgede, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik çalışmalar 36 maddede sıralandı. Buna göre; “Valiliklerce mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde eğitim ve sosyal faaliyetleri ile işçilerin temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri ortak kullanım alanları olan, iklim şartlarına uyumlu, emniyetli, ekonomik, estetik ve fonksiyonel, prefabrike, betonarme ya da çelik iskeletli, yeterli büyüklükte bir bina ile elektrik, su ve kanalizasyon alt ve üst yapısı bulunan geçici yerleşim alanları oluşturulacak. Geçici yerleşim alanları sel ve su baskını gibi doğa olaylarından olumsuz etkilenmeyecek, yol ve altyapı hizmetlerinin sunumunun kolaylıkla sağlanabileceği, sağlık şartlarına uygun, işçilerin asgari ihtiyaçlarını karşılayacak niteliklere haiz ve işçi sayısına uygun büyüklükteki Hazine taşınmazları arasından seçilecek. Bu kapsamda talep edilen ve Maliye Bakanlığı’nca uygun görülen taşınmazlar belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere tahsis edilecek. Geçici yerleşim alanlarına su ve elektrik hizmeti verilmesine ilişkin abonelik ve kullanım bedelleri, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları ile İl Özel İdareleri bütçelerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca aktarılan ödeneklerden karşılanacak. İl Halk Sağlığı Müdürlüklerince mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin kanser taramaları ile bulaşıcı ve salgın hastalıklara karşı düzenli sağlık taramaları, aşılamaları, gebe, bebek ve çocukların izlemleri yaptırılacak, üreme ve kadın sağlığı hizmetleri, çevre sağlığı hizmetleri ve sağlık okuryazarlığı faaliyetleri periyodik olarak yürütülecek, bu hizmetlerin ve hizmetlere erişimin kolaylaştırılması amacıyla mobil sağlık ekipleri oluşturulacak.”