19 Temmuz 2014
Basın Açıklaması: DOSAB Termik Santraline HAYIR
Bizler, bugün buraya, Demirtaş Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından DOSAB sınırları içinde kurulması planlanan kömürle çalışacak DOSAB Termik Buhar ve Enerji Santrali projesine karşı tepkimizi ortaya koymak, vatandaş olarak bu santralin yapılmasını istemediğimizi ve bu santralin yapılmaması için gereken her yola başvuracağımızı bildirmek için toplandık.
Bizler, Bursa’nın sanayi tarafından kirletilmiş havasını solumak zorunda bırakılan Bursa’nın çeşitli mahallelerinde yaşayan vatandaşlarıyız.
Bizler, DOSAB çevresindeki mahallelerde yaşayan, hava kararınca DOSAB’taki sanayi tesislerinin bacalarından bıraktıkları rahatsız edici, hasta yapan dumanın canlı tanıklarıyız. Devletin resmi sitelerinde yayınlanan hava kirliliği ölçüm sonuçları, Bursa havasının çoğu zaman sınır değerlerinin üstünde olduğunu, yoğun çevre kirliliği ile bilinen Kocaeli Dilovası bölgesinden bile daha kirli havayı soluduğumuzu ortaya koymaktadır.
Buna rağmen, DOSAB Yönetimi, termik santral kurmak için Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderdiği ÇED Başvuru Dosyası ile 10.06.2014 tarihinde ÇED sürecini başlattı.
Bizler biliyoruz ki, DOSAB’ta bulunan fabrikalar buhar ihtiyacını bugün nasıl karşılıyorlarsa bundan sonra da aynı şekilde karşılayabilirler. Burada üzeri kapatılmaya çalışılan başka bir amaç vardır. Fabrikalar şu anda kendi buhar ihtiyaçlarını doğalgaz yakarak elde etmektedirler. Ancak fabrika sermayedarları doğalgazla buhar üretimini artık pahalı bir yöntem olarak görmekteler. İşte bu sermaye kesimi havamızı, suyumuzu daha da kirletme pahasına, ciğerlerimizi, ovadaki besinimizi dumana boğmayı göze alarak kömürle çalışan merkezi bir santral kurma planı yaptılar.
DOSAB Termik Santrali ÇED Başvuru Dosyasında, kurulması planlanan santralin “DOSAB’ta bulunan fabrikaların buhar ihtiyacının tümünü, elektrik ihtiyacının ise üçte birini karşılanacağını” bildirmektedir. Buradan bir gerçek daha ortaya çıkıyor. DOSAB sanayicisi, gerçekte elektrik enerjisi gibi önemli bir maliyet kaleminin fiyatını düşürme çabası içersindedir. Anlaşılıyor ki, termik santrali kurmak için öne sürülen buhar üretimi maskesi altında DOSAB’taki fabrika sermayedarları, gerçekte ucuz elektrik üreterek karlılıklarını daha da arttırma planını uygulamaya koymuşlardır.
ÇED Başvuru dosyasında, DOSAB termik santralinde saatte 60,6 ton kömür yakılacağı belirtilmekte ve buradan yapılan hesapla günde 1454 ton kömürün yakacağı hesaplanmaktadır. Aynı zamanda santralde saatte 6,6 ton, günde 160 ton kireçtaşı kullanılacağı belirtilmektedir. Yanma sonucu çıkan kül maden sahasına geri götürüleceği bildirilmektedir. Kömür düşük kalitede olduğu için yaklaşık yarısı kül olarak geri götürüleceği hesaplanırsa günde 730 ton kül ortaya çıkacaktır. Bu bilgiler ışığında yapılan bir hesapla santrale gelip giden günde toplam 2350 ton sevkiyat yapılması gerekecektir. Bu durum termik santral için 20 tonluk kamyonlarla günde 1175 kamyon sevkiyat yapılacağıanlamına gelmektedir. Bu kamyonların yakacağı mazot, çıkaracağı egzoz gazı, yaratacağı trafik sıkışıklığı DOSAB’ta termik santral kurulması konusunun ne kadar akıl dışı olduğunu, yaratacağı zarar ve kirliliğin boyutlarını şimdiden ortaya koymaktadır.
ÇED Başvuru Dosyasında termik santral için gerekli suyun tamamı DOSAB mevcut su şebekesinden karşılanacağı belirtilmektedir. O halde DOSAB Yönetimine soruyoruz. Şebeke suyu ile termik santralin işletildiği dünyanın neresinde görülmüştür? Hadi siz dünyada olamayan bir teknoloji kullanarak şebeke suyu ile çalışan termik santral yaptınız diyelim. O halde, termik santral ve stok alanı olarak belirlediğiniz yerlerde şu anda neden onlarca kuyu açma çalışmaları yapmaktasınız? Edindiğimiz bilgiye göre DOSAB Yönetimi saatte onbinlerce metreküp yer altı suyunu yeryüzüne çıkaracak kuyular açmaktadır. Buradan termik santral çalışırken çok büyük miktarda yer altı suyu kullanılacağı ortaya çıkmaktadır. Bir termik santrali besleyecek kadar suyun yer altından çekilmesi durumunda, bunun jeolojik ve depremsel etkisi ve Bursa ovasına vereceği büyük zararlar hiç düşünülmemiştir. Bu santral kurulursa Bursa’nın adeta altı oyulacak, boşalan su yeryüzünde çok tehlikeli jeolojik yıkımlara neden olabilecektir.
Bizler biliyoruz ki, sermayedar yalnızca kendi çıkarını ve karını düşünür. Karlılığı arttığı sürece havayı, suyu kirletmenin, tarımsal ürünlere gelen zararın, vatandaşın hasta olmasının sermayedar için bir önemi yoktur. DOSAB sermayedarlarının Bursa ovasının ortasına termik santral yapması bunun en son kanıtıdır. Edindiğimiz bilgiye göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kararıyla ÇED süreci içinde yer alan “ÇED Halkın Katılımı Toplantısı” yapılmayacağıbildirilmiştir. Gerçekleştiğinde çevreye ve halka büyük zarar verecek olan bu nedenle halktan korkan bir yatırım anlayışının son örneği bugün DOSAB Termik Santral projesi olarak karşımızda durmaktadır. Bu aynı zamanda halkın karşı duruşuna rağmen devlet sermaye işbirliğinin en son örneğini ortaya koymaktadır. Ancak bizler DOSAB çevresinde ve Bursa’nın çeşitli mahallelerinde yaşayan vatandaşlar olarak bu duruma engel olacağız. Bizler, yaşam alanlarımızı korumaya, geleceğimize sahip çıkmaya kararlıyız. Bugün yaptığımız basın açıklaması yalnızca bir uyarıdır. Bursa Ovasının ortasında termik santral kurmak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz. DOSAB Termik Santralinden vazgeçilmezse, bizler Bursalı vatandaşlar ve temiz bir gelecekten yana demokratik kitle örgütleri olarak bundan sonra da daha güçlü eylemlilikler içinde olacağımızı buradan Türkiye’ye duyuruyoruz.
Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam
Biz Halkız, Haklıyız, Kararlıyız
DOSAB Termik Santraline Geçit Vermeyeceğiz.