Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, Bursa Tabip Odası’nda hekimlerle buluştu.
Bursa Tabip Odası tarafından, 17 Eylül 2024 Salı günü Türkan Saylan Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe, Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş, BTO Genel Sekreteri Dr. Muhsin Güllü, Yönetim Kurulu Üyeleri ve çok sayıda hekim katıldı.
Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, hekimlerin sorunlarını ve sağlıkla alanında yaşanan sıkıntıları iyi bildiğini, bu sorunların çözümü için her türlü çabayı gösterdiğini ifade ederek konuşmasına başladı.
Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın konuşmasından bazı bölümleri şöyle özetleyebiliriz:
“Çalışan hekimler arasında ciddi eşitsizlikler var. Yetiştirdiği yan dal uzmanının yarısı kadar bile ücret alamayan hocalar var. Bazı hekimler mevzuat gereği zorunlu olarak SSK ve Bağ-Kur’dan emekli oluyor. Bu gruptaki hekimlerin aldığı emekli aylığını söylemeye insan utanıyor. Emekli Sandığı’ndan emekli olup ücretli olarak çalışmak zorunda kalan hekimlerden ise hiçbir meslek grubunda görülmeyen bir kesinti yapılmaktadır. Bunun mantıklı hiçbir gerekçesi yok. Hekimlerin aldığı tüm ücretler ileride emeklilik maaşına da yansıyacak şekilde ‘ana maaş’ olarak tek kalem altında toplanmalıdır.”
Pala, Bursa Şehir Hastanesi’nin 3. basamak kurum olmasına rağmen kompleks vakaları Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ettiğini, bunun da deneyim, cihaz eksikliği gibi nedenlerden kaynaklandığını belirtti. Buna karşılık hükümetin üniversite hastanelerine karşı üvey evlat muamelesi yaptığını vurguladı. Tıp fakültelerine yeni asistan kadrosu verilmediği için bazı bölümlerin kapanmasına yol açıldığını belirtti. Türkiye’deki 124 tıp fakültesinden en fazla 20-25 tanesinin yeterli hoca ve donanıma sahip olduğunu dile getirdi.
İnşaatı devam eden AOS Hastanesi’nin de 3. basamak hastane olarak açılmasıyla Çekirge Devlet Hastanesi’nin kapatılmasının planlandığını ve buna Bursa Tabip Odası ile Bursa kamuoyunun izin vermemesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde şehir merkezindeki sağlık hizmetinin özel hastanelere terk edileceğini ifade etti.
Muhalefet partileri tarafından verilen kanun tekliflerinin mecliste kabul edilmediğini hatırlatan Pala, 2013 yılında Sağlıkta Şiddet Komisyonu’nun hazırladığı, sağlıkta şiddetin azaltılmasına yönelik 66 maddelik önergenin kabul edilmesine rağmen yasalaşmadığını, hükümetin her zaman popülist söylemlerle durumu geçiştirdiğini söyledi.
Bursa’dan il dışına yapılan geçici görevlendirmelerin de sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı. Yeni mezun hekimlerin askeri operasyon alanına hiçbir askeri eğitim almadan gönderilmelerinin hem sağlık hizmeti verecek deneyimsiz hekimler hem de çok daha özellikli hizmet alması gereken askerler için büyük bir risk oluşturduğunu belirtti.
Bursa’nın, nüfus başına düşen uzman hekim sayısı ve yatak sayısı açısından Türkiye’nin en kötü şehirlerinden biri olduğunu ifade eden Pala, yoğun bakım ihtiyacı olan hastaların günlerce acilde beklemek zorunda kaldığını söyledi. Burdur Devlet Hastanesi’ndeki diyaliz merkezinde, diyaliz sıvısına antifriz karışmasından dolayı 3 vatandaşın hayatını kaybetmesi olayında, hastanenin ruhsatsız olarak hizmet verdiğinin ortaya çıkmasının sağlık hizmetlerinin sunumundaki ciddiyetsizliğin boyutlarını gösterdiğini vurguladı.
2003 yılında başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Türkiye’deki sağlık sisteminin tamamen değiştiğini, ancak gelinen noktada bu sistemin sürdürülebilir bir tarafının kalmadığını belirten Pala, muayenehanelerde serbest hekimlik yapanların mevzuatının zorlaştırıldığını, fiziki koşulların güçleştirildiğini ve muayenehane hekimlerinin yapacakları ameliyatlar için sadece iki hastane ile anlaşmak zorunda bırakıldığını ifade etti. Bu durumun muayenehane hekimlerini hastane zincirlerine mahkûm ettiğini belirtti.
Son olarak, yenidoğan bebeklerden topuk kanı alınması ve hekimlerin aşı karşıtlığı ile ilgili yaşadığı sorunların ileride çözümü zor halk sağlığı problemlerine yol açabileceğine dikkat çekti.