Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde başlı başına bir sorun olan iş sağlığı konusu her zaman gündemi işgal eden bir meseledir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bu yıl için, “Krizleri öngörün, hazırlanın ve müdahale edin – Dayanıklı İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemlerine Yatırım Yapın” temasını belirledi. Krizlerin üzerine kurulan bu tema Türkiye için oldukça anlamlıdır.
Türkiye’yi yönetenlere, uzman meslek örgütleri her konuda uyarılarda ve önlem çağrılarında bulunmasına rağmen söz konusu alanlarda bir çalışma yapılmaması, sorun ortaya çıktığında göstermelik ‘önlemlerle’ müdahalenin geçiştirilmesi söz konusu sloganların ne kadar isabetli olduğunu da gözler önüne seriyor.
Çalışma Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 14 milyon 371 bin 96 işçi çalışıyor ve bunların sadece 2 milyon 69 bini sendikalı.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin derlediği verilere göre ise 2020 yılında en az 2 bin 427 işçi, iş kazası sebebiyle yaşamını yitirdi.
Türkiye ve dünya 1 buçuk yıla yakın bir süredir pandemiyle mücadele ediyor ve bu mücadelede en ön cephede yer alan sağlık çalışanları ve hekimlerdir. Pandeminin ülkemizdeki başlangıcından bu yana 164’ü doktor olmak üzere toplam 411 sağlık çalışanı COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Buna rağmen COVID-19’un hala meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi iş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye’de ne kadar ciddiye alındığını göstermesi açısından trajiktir.
Öte yandan pandeminin hakim olduğu 2020 yılında işçi ölümlerinin rekor seviyeye ulaşması da ILO’nun sloganlarını haklı çıkaran bir diğer veridir.
Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde bulunan Türkiye, bir an önce işçinin güvenliğini ve sağlığını ön plana alan bir anlayışla çalışma hayatını yeniden düzenlemelidir.
Bursa Tabip Odası olarak, halk sağlığını büyük ölçüde ilgilendiren bu konuda acilen harekete geçilmesi için ilgili mercilere çağrıda bulunuyoruz.
İşçi sağlığı ve güvenliği, sağlıklı bir toplumun en önemli ayaklarından biridir, görmezden gelinemez!
BURSA TABİP ODASI