Anayasa Mahkemesi, Sağlık Torba Yasası olarak bilinen 6514 Sayılı Yasa’nın itiraza konu olan maddeleri hakkında kararını vermeden önce Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği yetkilileri ile Ankara, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri Tıp Fakülteleri’nden öğretim üyelerini dinlemek üzere davet etti.
Sözlü sunumların yapıldığı toplantı 6 Kasım 2014 günü saat 09.30’da Anayasa Mahkemesi’nde gerçekleştirildi. Sonrasında Anayasa Mahkemesi 7 Kasım 2014’de kararını açıkladı.
Sözlü sunumların yapıldığı toplantıda dile getirilen görüşleri meslektaşlarımızın ve kamuoyunun bilgisine sunmak istiyoruz.
Toplantıda yer alanlar
Toplantıda Sağlık Bakanlığı adına Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof. Dr. Seçil Özkan, Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Dr. Zafer Çukurova, Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Şencan ve Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşaviri Av. Adem Keskin yer aldılar. Türk Tabipleri Birliği (TTB) adına Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, İkinci Başkaı Prof. Dr. Raşit Tükel, Genel Sekreter Prof. Dr. Özden Şener, Merkez Konseyi Üyesi Dr. Filiz Ünal İncekara ve Hukuk Bürosu’ndan Av. Ziynet Özçelik katıldılar. Davetli öğretim üyeleri olarak Hacettepe Üniversitesi’nden Rektör Prof. Dr. Murat Tuncer ve Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Turgay ve Prof. Dr. Serdar Gültan, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Uğur Coşkun ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kadriye Altok hazır bulundular.
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin ifadelerinden notlar
Toplantı Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun konuşması ile başladı. Dr. Mehmet Müezzinoğlu sağlık hizmetinde hakkaniyetli ulaşımı hedeflediklerini, öğretim üyelerimize ulaşmak isteyen hastaların bir miktar fark ücreti ödeyerek üniversite hastanesinde ulaşabildiklerini belirtti. Özel hastanede çalışmak isteyen öğretim üyelerinin de özel hastane ve üniversite arasında imzalanacak bir sözleşmeyle çalışmasını mümkün kıldıklarını ifade etti. Kamu hastaneleri dışında da hastaların fark ücreti ödeyerek sosyal güvencelerinden faydalanmalarını istediklerini, muayenehanelerde hastalar sosyal güvencelerinden faydalanamadıkları için ikinci iş olarak muayenehanelerde çalışılmasını istemediklerini, muayenehanesine devam etmek isteyen öğretim üyesinin kurumlarından ayrılması gerekeceğini dile getirdi.
Aile hekimlerinin nöbetlerine de değinen Dr. Müezzinoğlu, hekimliğin 24 saat sürdürülmesi gereken bir meslek olduğunu, 21 600 aile hekiminin nöbet tutmamasının kabul edilemez olduğunu, kamudaki hekimlerin üçte birini oluşturduklarını, nöbetlerinin ücretlendirilmesi için gereken düzenlemeyi yaptıklarını, bu yasayla da acil servislere nöbetleriyle katkı vermelerini sağladıklarını belirtti.
Müsteşar Dr. Gümüş ve Hukuk Müşaviri Adem Keskin yasa hakkında sunumlarını gerçekleştirdiler. Diğer Bakanlık yetkilileri de söz alarak yasanın gerekçelerini açıkladılar, itirazların reddedilmesini istediler.
Türk Tabipleri Birliği sunumundan notlar
TTB adına önce Başkan Dr. Bayazıt İlhan bir sunum yaptı. Sunumunda nasıl bir sağlık sistemi istediğimizi ifade ederek, Sağlık Bakanlığı’nın başta TTB ve meslek örgütleri, alanın uzmanlık kuruluşları, öğretim üyelerinin görüşlerini almadan düzenlemeler getirdiğini, bu düzenlemelerin Türkiye sağlık ortamına katkı sunmadığını, hastalarımız, sağlık çalışanları ve hekimler için olumsuz etkilerinin olduğunu belirtti.
Türkiye’de sağlığa ilişkin kısa verilerden sonra üniversite hastanelerinin içine düştüğü darboğaza, bunların gerçek nedenlerine değinen Dr. İlhan öğretim üyelerinin muayenehaneleri üzerinden yürütülen tartışmanın ve düzenlemelerin sorunlara çözüm getirmeyeceğini ifade etti. Alandaki tıp eğitimi, asistan eğitimi, üniversite hastanelerinin durumu, performans sisteminden kaynaklı sorunlar, hastaların hizmet almada yaşadığı güçlüklere değinen Dr. İlhan, bu yasayla söz konusu ciddi sorunlara çözüm üretmeyip daha da derinleştirdiğini belirtti. Söz konusu yasanın "hastalarımızı muayenehane çilesinden kurtaracağız" diyerek başlayan sözde tam gün sürecinin özel hastanelere hoca kiralayıp üstünden para kazanma noktasına geldiğini belirtti. İlgili maddeler iptal edilmezse üniversiteden ayrılabilecek öğretim üyeleri nedeniyle tıp eğitiminin daha da zarar görebileceği, hastaların öğretim üyelerine ulaşmak için daha da çok para ödemek zorunda kalacakları kaydedildi.
Dr. İlhan yasanın hasta, hekim, sağlık çalışanı yararı değil sağlık sermayesinin yararı gözetilerek şekillendiğine vurgu yaptı.
"Ruhsatsız hekimlik" maddesi hakkında hekimliğin temel ilkelerine, hasta haklarına, madde hakkındaki uluslararası tepkilere değinen Dr. İlhan söz konusu maddenin bir utanç kaynağı olduğunu belirterek "Yüksek Mahkeme’nin bizi bu utançtan kurtarmasını bekliyoruz" dedi.
Aile hekimlerine nöbet konusundan, özel hastanelerde çalışma koşullarına, kurum hekimlerinin mağduriyetlerinden işyeri hekimliğinde sertifika zorunluluğunda gedik açılmasına, dinlenme hakkına kadar yasadaki sorunlu maddeler hatırlatılarak iptali istendi. Bir grup bürokratı kayırmak için getirilen Sağlık Bakanlığı’nda sözleşmeli çalıamada geçen sürenin üniversitede geçmiş sayılmasına, daha önce iptal edildiği halde yeniden getirilen ikamet zorunluluğuna, yurt dışında tıp okuyanlar ile 3 gün bile yurt dışlında çalışanları mecburi hizmetten muaf tutan düzenlemeye kadar pek çok başlıkta itirazlarımız dile getirildi.
Diğer TTB temsilcileri Dr. Tükel, Dr. Şener, Dr. İncekara ve Av. Özçelik de yasaya ilişkin itirazlarını, kaygılarını örnekleriyle aktardılar.
Toplantı boyunca pek çok kez, gerek Sağlık Bakanlığı Heyeti ve gerekse itirazın reddini isteyen diğerleri tarafından ifade edilen kimi yanlışlar TTB Heyeti tarafından düzeltilmeye çalışıldı.
Üniversitelerden öğretim üyeleri
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Turgay ve Prof. Dr. Serdar Gültan, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu ve Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Uğur Coşkun konuşmalarında üniversite hastaneleri ve tıp eğitiminin sorunlarına, muayenehanelerde verilen sağlık hizmetinin özelliklerine ve önemine, yasayla birlikte üniversiteden ayrılabilecek öğretim üyelerinden dolayı üniversitelerin ve tıp eğitiminin alacağı yaraya, muayenehanelerde çalışan çok sayıda personelin yaşayacağı işsizlik sorunlarına, öğretim üyelerinin özlük hakları sorunlarına, performans sisteminin yarattığı sorunlara dikkat çektiler ve yasanın ilgili maddelerinin iptalini talep ettiler.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ve Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kadriye Altıok ise muayenehaneler nedeniyle yaşanan sorunlara, buralardaki istismarlara odaklanan konuşmalar yaparak yasayı desteklediler, iptal taleplerinin reddedilmesini istediler.
Prof. Dr. Murat Tuncer’in konuşmasından notlar:
· Ben de daha önce part time çalıştım.
· Üniversite hastaneleri darboğazda değildir. Biz Hacettepe Hastaneleri’nde iyi durumdayız, yüksek döner sermaye ödemeleri yapıyoruz.
· Tıp fakültemizde tam gün çalışan 100 öğretim üyesi otuz bin TL’nin üzerinde gelir elde ediyor.
· Üniversitenin en önemli sorunlarından biri muayenehanesi olan öğretim üyeleridir.
· Üniversitede full time var, part time var, some time var, time to time var, no time var.
· Muayenehanesi olanlar mesaiye uymazlar, (Burada; yöneticinin görev ve sorumluluğunun hatırlatılması üzerine) takip edemiyoruz, biz onların jandarması değiliz.
· Muayenehanelerinde para alıp tetkikleri hastanede yaptırıyorlar. Muayenehanelerinde üniversite hastanelerinin tetkik kağıtları var. Hastaneye geldiklerinde biz bu hastalardan 50 TL paket ücreti alıyoruz, bunlar 200 TL tutarında tetkik yaptırıyorlar, bunların yüzünden zarar ediyoruz. Muayenehanesi olan öğretim üyelerinin bu yaptıkları engellenirse üniversite hastanelerinin mali yapıları düzelir.
· Disiplinli çalışma ve mali yönetim gereklidir, bu sistem buna engel.
· Bu kadar "özgürlük" dünyanın neresinde var?
· Muayenehanesi olan öğretim üyelerinin hepsi üniversiteden ayrılsa Hacettepe olarak bundan birşey kaybetmeyiz.
· Kapanan muayenehanelerden dolayı işsiz kalan çalışanlar problem değil, gönderin bize, Hacettepe’de işe alırız.
Prof. Dr. Kadriye Altıok’un konuşmasından notlar:
· Benim de daha önce ikili çalışma deneyimim oldu.
· Muayenehaneler nedeniyle çok sayıda etik sorun yaşıyoruz.
· Ben asistanlığımın son döneminde hoca tatile giderken beni muayenehanesinde çalıştırdı.
· Muayenehanelerde bir muayene ücreti alırlar, hastayı hastaneye yatırmak için bir ücret daha alırlar.
· Muayenehanelerinden getirdikleri hastayı yatırmak için tedavisi süren hastayı taburcu edenleri gördüm.
· Benim pencerem öğretim üyelerinin girdikleri kapıya bakar. Muayenehaneciler saat dokuz buçuk-onda gelirler, ikide çıkarlar, mesaiye uymazlar.
· Bizim başhekimlik olarak yetkimiz yok, bu konuda işlem yapamıyoruz.
· 450 öğretim üyesinden 80 tanesinin muayenehanesi var. Hepsi ayrılsa biz bir sorun yaşamayız.
· Hastanemizin döner sermaye ödemeleri iyidir. Doçentler ortalama yirmi bin TL ücret alırlar.
· Biz bu sistem yüzünden hemşirenin cebinden alıp muayenehanesi olanlara döner sermaye vermek zorunda kalıyoruz.
· (Müsteşar Dr. Eyüp Gümüş’ün hastanede mesai sonrası özel fark ücretinden ayrılan öğretim üyesi payının yetersiz olduğu, bu payın artırılabileceği görüşüne cevaben) Bu pay artarsa bize bir şey kalmaz. Bunu yapmayın. Kurumun hastadan aldığı sıcak nakit paraya ihtiyacı var.
· Dışarıda da çalışsa öğretim üyesi o kurumun elemanıdır, kurum buradan payını almalıdır.
· Muayenehanelere izin verecekseniz şunu özellikle belirteyim, muayenehanesi olanlar üniversitede yönetici olmamalıdırlar, yönetim için yapılan seçimlerde oy hakları olmasın.
Meslektaşlarımızın ve kamuoyunun bilgisine sunarız.
Not: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kadriye Altıok’un konuşmasında belirttiği etik ihlaller, özellikle de muayenehanesinden getirdiği hastayı yatırmak için tedavisi süren hastayı taburcu eden öğretim üyeleri hakkında Gazi Üniversitesi Hastanesi’nden bilgi istenecek, üniversitenin bu konuda yaptığı işlemler sorulacak ve tarafımızca da işlem başlatılacaktır.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi