Site icon Bursa Tabip Odası

AKP Hükümeti Hekimleri ve Halkı Bir Kez Daha Kandırıyor

bursa tabip odası logo

 
Hekim ücretlerinde sabit gelir artışı olarak vaat edilen döner sermaye’den verilecek avansdır .
Emeklilik gelirinde artış ise bireysel emeklilik modelidir.
 
              Üniversite ve sağlık personelinin tam gün çalışmasına ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı son aşamaya geldi. Hükümet tasarısı olarak TBMM’ne gönderilen kanun metni Sağlık Komisyonunda bir takım değişikliklerle kabul edildi. Sağlık Bakanının ifadesi ile ekim ayında genel kurulda görüşülerek yasalaşması hedefleniyor. Kısaca ‘ tam gün’ kanunu olarak bilinen bu tasarıda Sağlık Komisyonunda yapılan değişiklikleri Sağlık Bakanı hekimlerin sabit gelirinde artış olacağı ve bunun emeklilik maaşına yansıtılacağı müjdesi ile kamuoyuyla ve hekimlerle paylaştı.
 
            Sağlık Komisyonunda kabul edilen hekim ücretleri ile emekli maaşlarına artışı ön gören maddeler Madde 2 ile 209 sayılı kanuna yapılan Ek Madde 3 ve Madde 14 ile SSGSS kanununa yapılan Ek Madde 1 dır. Madde 2 ye göre Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda  klinik şefleri, uzman tabip, tabip ve diş tabiplerine maaşlarının belli bir oranında miktar her ay herhangi bir katkıya bağlı olmaksızın döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılacağını hükme bağlamaktadır.  Bu madde kapsamında yapılan ek ödeme tutarının 5 inci madde kapsamında aynı aya ilişkin olarak yapılacak olan ek ödeme tutarından ( performansa göre yapılan) mahsup edilir denmektedir. Eğer sabit verilen döner sermaye ek ödemesi, performansa göre verilenden fazla ise aradaki farkın geri alınmayacağı müjdelenmektedir. (!)
 
Hekim ücretinde artış için yapılan bu düzenlemeden açıkça anlaşılmaktadır ki:
 
Verileceği vaat edilen sabit ücret artışı maaşa ek olarak genel bütçeden karşılanan bir ücret değildir.
Sabit ücret artışı, Sağlık Bakanlığı kurumlarında zaten performansa göre yapılan ek ödemenin bir kısmının avans olarak verilmesidir. Aynı dönem sonunda bu avanstan daha fazla performans ücreti söz konusu ise bu fazla miktar hekime verilecektir. Yoksa ayrıca fazladan verilen bir ücret söz konusu değildir. Olumlu olarak değerlendirilebilecek tek husus eğer performansa göre gelir avanstan daha az ise aradaki fark geri alınmayacak olmasıdır.
Sabit gelir olarak söz edilen bu ücretin garantisi de yoktur. Eğer döner sermaye gelirleri hastanenin giderlerinden fazla ise hekim ve çalışanlara ek ödeme yapılmaktadır. Giderin fazla olması durumunda hastane idaresi o dönem ek ödeme yapmamaya karar verebilir. Böylesi bir durum söz konusu olduğunda garanti edilen miktarın ne olacağı yasada belirtilmemiştir. Hastane gelirinden bakanlık merkezi döner sermaye havuzuna yapılacak kesintilerden bunun karşılanacağı ifade edilmekle birlikte bunun yasada belirtilmemiş olması nedeniyle garanti ücret olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Ayrıca tam gün çalışma zorunluluğu sadece Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda değil üniversite dâhil tüm kamu kurumları için söz konusudur. Bu kurumlarda çalışanların sabit ücreti için yasal düzenleme daha sonra mı yapılacaktır?
Üzerinde bu denli gürültü kopartılan sabit ücret artış miktarı pratisyenler için 549 TL, uzmanlara 1008 TL, şef ve şef yard.larına 1200 TL dir.
TTB’inin tam süre çalışma için koşul olarak özlük haklarımız, fazla çalışma ve nöbetlerimiz broşüründe belirtildiği gibi güvenceli yani genel bütçeden karşılanan  miktar pratisyen hekimlere 3500-5300 TL, uzmanlara 5400 TL, şef ve şef yard. larına 6300 TL olan maaştır. Oysa bu talebe verilen yanıt zaten güvencesiz olan döner sermaye gelirinin bir kısmını sabit olarak verileceği vaadidir.
Dolayısıyla Sağlık Bakanın hekimlerin talebini karşıladık iddiası tamamen bir aldatmacadır, demagojidir. 
TTB, gelir artışı olarak genel bütçeden karşılanan ve ek gösterge artışları ile kanunda açık olarak belirtilmiş düzenleme dışında bir durumu kabul etmemektedir. Bu ücret  şimdi çalışanları kapsayacak şekilde emekliliğe yansımalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına getirilen tam gün tazminatı türünden bir düzenlemeyi tam gün çalışma zorunluluğu getirilen tüm kamu kurumu çalışanlarını kapsayacak şekilde yeniden düzenlemelidir.
 
        Emeklilik gelirinde artış ile Madde 14 ‘de SSGSS Kanununa yapılan Ek Madde 1 ile düzenlenmiştir. Buna göre yapılan :
 1-)İlave sigorta primi ödemektir:  “Döner sermayeden avans olarak verilecek ek  ödemeden işveren payı dahil tamamı hekimler tarafından ödenmek üzere kesinti yapılacaktır ve  malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası ile sınırlıdır.”
2-) “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası için bu madde hükümlerine göre sigorta primi ödenen süreler; prim ödeme gün sayısı sigortalılık süresi ve prime esas kazanç hesabına dahil edilemez. Ödenen prim tutarları ve bildirilen kazanç tutarları ise; emekli ikramiyesi, iş sonu tazminatı ve kıdem tazminatı da dahil olmak üzere bu maddede belirtilmeyen herhangi bir hakkın elde edilmesinde veya hesabında dikkate alınmaz.”
3-)  “Bu madde kapsamında ödenen sigorta primleri daha sonra geri talep edilemez ve bu Kanunun ihya hükümleri ilave aylıklar hakkında uygulanmaz”
 
 
             Bu düzenlemeden açık olarak anlaşılmaktadır ki aslında yapılan bireysel emeklilik modelidir. Hatta daha olumsuz  koşullar içeren ve prim ödemeyi zorunlu kılan bir sistemdir. Bireysel emeklilik sistemi öncelikle isteğe bağlıdır ve sigorta şirketini kendiniz belirlersiniz. Burada ise binlerce hekim adına hekimlerin döner sermayeden verilen ek ödemenin bir miktarına  SGK el koymakta  (Bunun için her ay 183 ile 417 TL miktarında prim kesilmektedir) ve buna karşılık bu andan 25 yıl sonrası için pratisyenler için 587 TL, uzmanlara 1093 TL, şeflere ise 1338 TL vaat etmektedir. Döner sermayeden ödeme yapılmadığından bu primlerin nereden tahsil edileceği açık değildir. Hekim açıktan prim ödemeye devam ederek mi bu fasıldan emekli maaşına hak kazanacağı netlik kazanmamıştır.
 
            Türk Tabipleri Birliğinin emekli maaşında artış için önerdiği model, halen genel bütçeden karşılanan maaşlarımızın artırılması ve buradan yapılacak kesintilerle bu gün için emekli olacak olan ve halen emekli olan hekimlerin emekli maaşlarının artışı ve emekli ikramiyelerine bunun yansıtılmasıdır.  TTB,Şu an için yaklaşık 3500 TL emekli maaşı talep etmektedir.
 
            Sonuç olarak TTB ve SES hekim ve diğer sağlık çalışanlarının gelirlerinin esas olarak genel bütçeden güvenceli olarak karşılanmasını talep etmektedir.  Bu durum Sağlıkta Dönüşüm Programının kritik noktasıdır. Bu program esas olarak kamu sağlık kurumlarını piyasa dinamiklerine göre işleyen ve kaynağını kendi yaratıp, çalışanlarına bu kaynaktan ücret veren işletmelere dönüştürmeyi hedeflemektedir. Sağlık Bakanlığına bağlı tüm kurumlarda bu hedef neredeyse gerçekleşmiş durumdadır. Birinci basamakta hekimler gelirini aile hekimliği modeline göre Sosyal Güvenlik Kurumundan alacaklardır. Devlet ve eğitim hastaneleri ise döner sermaye işletmeleri aracılığıyla gelirlerini SGK ve cepten karşılama yolunda önemli mesafeler kat etmişlerdir.
             
               Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan Kamu Hastane Birlikleri Kanun Tasarısında açıkca ifade edildiği giibi artık hastanelerin genel bütçe ile bağlantıları tamamen kesilmektedir. Hekim ve sağlık çalışanlarının genel bütçeden karşılanan maaşları da artık hastane gelirinden karşılanır hale gelecektir.
 
                 Kısaca tam gün yasası olarak adlandırılan bu torba yasa ile üniversitelerde benzer bir şekilde kaynaklarını piyasa aktörü olarak kendileri karşılayan işletmelere dönüştürülmektedir. Bu kurumlarda çalışanların gelirleri hastanenin kaynaklarından karşılanacaktır.
 
                   Bu koşullarda hekimlere dayatılan serbest çalışma olanağının elinden alınarak tek iş yerinde çalışmaya zorunlu kılınmasının anlamı başkadır. Buna gerekçe olarak etik kaygılar ve verimlilik artışı gösterilmekle birlikte esas amacın performansa göre ek ödeme sistemi içinde işlem sayısını artırmak ve mesai dışı çalışma ile hekimleri takat sınırının sonuna kadar çalıştırmak olduğu açıktır.
 
                   TTB, bu torba yasanın aslında kölelik yasası olduğunu ve sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını daha da kötüleştireceğini ve ücretlerini daha da aşağıya çekmenin yollarını açacağını iddia etmektedir. İş ve ücret güvencesinin esas olduğunu, oysa bu yasanın SDP’nın diğer unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde bunu tamamen ortadan kaldırdığını ifade etmektedirler.
 
                   Torba yasanın diğer bir önemli düzenlediği alan zorunlu mesleki sorumluluk sigortasıdır. Primlerin yarısı hekimlerin gelirinden, diğer yarısı döner sermaye havuzundan karşılanacaktır. Risk halinde artan primlerin nasıl karşılanacağı açık değildir. Yaratacağı bir dizi sıkıntının yanı sıra bu düzenleme hekimin gelirini  azaltacaktır.
 
                TTB, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının güvenceli ücret ve çalışma düzenin halkın sağlık hakkını sağlamada önemli bir unsur olduğunu düşünmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı hekim ve sağlık çalışanlarını kötü çalışma koşullarına mahkum ederek halkın sağlık hakkına da saldırmaktadır. Bu programı durduruncaya kadar mücadeleye devam edecektir.
*Dr.Güray KILIÇ
İstanbul Tabip Odası YK Üyesi

Exit mobile version