Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 31 Aralık 2021 gece yarısı Resmi Gazetede yayımladığı yeni tarifeyle elektriğe fahiş zam yapıldı. Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) tedarik şirketlerine toptan satış fiyatına %34 zam yapmasına rağmen EPDK
nın resmi sitesinde yer alan ve bu yıl ilk kez uygulanacak kademeli elektrik tarifelerine
göre, meskenlerde alçak gerilim (AG) tek zamanlı abone grubu tarife faturaya esas günlük
ortalama 5 kWh ile aylık da 150 kWh tüketim miktarı altındaki elektrik birim fiyatlarına yüzde
50 ; günlük ortalama 5 kWh tüketim miktarı üstündeki elektrik birim fiyatlarına ise yüzde 125
zam yapılmıştır. Elektrik fiyatları sanayi (AG) ve ticarethane (AG) abonelerinde yüzde 125,
tarımsal sulamada yüzde 91.98 zamlanmıştır. Gelen tepkiler üzerine ise, meskenlerde düşük
tarife tüketimi günlük 7 kWh yani aylık 210 kWh olarak güncellenmiştir.
Türkiyede 4 kişilik bir hanenin aylık asgari elektrik tüketimi Elektrik Mühendisleri Odası tarafından 230 kWh olarak hesaplanmıştır. Aralık 2021
de aylık elektrik tüketimi 230 kWh olan
4 kişilik bir ailenin toplam ödediği fatura toplamı 210.58 TL iken Ocak 2022 itibarıyla aylık
faturası 370.80 TL`ye çıkmış, vatandaş lehine yapıldığı söylenen güncelleme ile yapılan zam
ortalamada %76 ları aşar haldedir.
Kademeli tarife uygulaması ile dar gelirli vatandaşlarımızı korumak ve enerji kullanımında
tasarrufu ve verimliliği artırmak haberi ile sunulan zamlar aslında iğneden ipliğe yeni zamların
yolunu açtı. Sadece dar gelirli yurttaşları değil ayakta kalmaya çalışan esnaf ve sanayicilerde
zamdan nasibini aldılar. Ülke genelinde, Pandemi yasaklarının yaralarına sarmaya çalışan birçok
esnaf bu kez de fahiş elektrik faturaları sebebiyle zor günler geçirmektedir.
Sanayi tarafında da durum farksızdır. Akaryakıta ardarda gelen zamlar ile birlikte elektriğe de
%125 oranında zam yapılması, üretim maliyetlerini arttıracak, Ürün maliyetlerinin artması da
raflardaki fiyatlara artış olarak sirayet edecektir.
Elektrik zamları Mazot, İlaç, gübre zamları ile boğuşan çiftçiyi de boş geçmedi, tarımsal sulamada
kullanılan elektriği de %92 zam geldi. Sebze ve meyvede artan fiyatlara bir de elektrikten
kaynaklı üretim maliyetinin de ilerleyen günlerde yansıyacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu gerçeklerden hareketle acil taleplerimiz şunlardır:
➢ Elektrik fiyatlarındaki artışlar fahiştir, kabul edilemez. Zamlar geri alınmalıdır.
➢ Elektrikte konutlar için düşük tarife sınırı aylık 230 kWha yükseltilmelidir. ➢ Site ve apartman ortak kullanımları zaruri ihtiyaç olduğu için mesken alt kademesinden faturalandırılmalıdır. ➢ Konutlarda elektrik, doğalgaz ve suda KDV oranı yüzde 1
e düşürülmelidir.
➢ Maddi imkansızlık nedeni ile faturalarını ödeyemeyenlerin elektrik, gaz ve suyu
kesilmemeli, kamu kaynaklarından sağlanacak desteklerle, yurttaşların karanlıkta,
soğukta ve susuz kalmaları önlenmelidir.
➢ Hızla artan fiyatlar karşısında düşük ücretleri de hızla gerileyen çalışan ve emeklilerin
gelirleri insanca yaşamalarına imkan verecek düzeye yükseltilmelidir.
Enerji zamlarının temel nedeni 2001 yılından bu yana enerji alanında sürdürülen neo-liberal,
özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarıdır. Elektrik dağıtım bölgelerinin de
özelleştirilmesiyle birlikte ne yazık ki, maliyetlerden bağımsız olarak da zam üreten bir sistem
oluşmuştur. Salgın döneminde tüm dünyada talep daralması nedeniyle elektrik üretiminde
kullanılan doğalgaz ve kömür gibi birincil enerji kaynaklarında yaşanan fiyat düşüşleri, ülkemizde
elektrik faturalarında yer alan “dağıtım bedeline” zam yapılarak indirime dönüşmesi
engellendiği gibi, bugün doğalgaz ve ithal kömürdeki artış nedeniyle zam yapılmak zorunda
kalındığı ifade edilmektedir.
Enerjide özelleştirme ve serbestleştirme politikaları ile iddia edildiği gibi ucuz, kaliteli ve
kesintisiz elektriğe ulaşım mümkün olmamış Türkiye pahalı bir karanlığa mahkûm edilmiştir.
Kışın ortasında vatandaşlar soğuk ve yokluk arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır. İthal
kaynaklara bağımlılık yüksek seviyelerde seyretmekte, enerji tasarrufu ve verimlilik politikaları
sadece söylemde kalmakta, yaşama geçirilememektedir. Yaz saati gibi çocukların, çalışanların
karanlıkta yollara düşmesine neden olan ve daha fazla elektrik harcanmasına yol açan
uygulamalarda ısrar edilirken, güya yapılan tasarruf ile ilgili bilimsel, ciddi hiçbir veri ortaya
konulamamaktadır.
Yapılan zamlar toplumsal yaşamın her alanını etkileyerek, mal ve hizmet üreten tüm sektörlere
de yansıyacaktır. Elektrik enerjisinin temel girdi olduğu tüm alanlarda kaçınılmaz fiyat artışları
gündeme gelecek ve enflasyon daha da yükselecektir. Döviz kurundaki artış bahanesinin ardında
süreklilik kazanan zamlar nedeniyle şirketler kasalarını doldururken, halkımız günden güne
yoksullaşmaktadır.
Enerjinin herkes için erişilebilir ve makul fiyatlı olabilmesi için siyasi-ticari kaygılardan uzak kamu
eliyle yönetilmesi zorunluluktur. Enerjide, üretimden tüketime kadar tüm süreç kamu yararı
esasına göre yeniden planlanmalı, özelleştirilen kurumlar tekrar kamulaştırılmalı, enerji
tasarrufu ve verimlilik ilkesi ile yenilenebilir enerji kaynaklarını önceleyen politikalar yürürlüğe
konulmalıdır.
Bursa Akademik Odalar Birliği