Türk
Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu
‘Aile
Hekimleri Marmara Bölge Buluşması’ Toplantı Notları
20 Şubat
2016/Bursa
TTB Aile
Hekimliği Kolu tarafından düzenlenen bölge toplantılarının üçüncüsü olan,
Marmara Bölgesi Aile Hekimleri Buluşması, 20 Şubat 2016 tarihinde Bursa Tabip
Odası(BTO) ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. Toplantıya 9 değişik ilden,
AHEF, SES, BDS, TSS, Bursa Aile Hekimliği Derneği, TTB Pratisyen Hekimlik Kolu
temsilcilerinden oluşan 60 kişi katılmıştır.
Toplantı,
BTO YK Bşk. Dr. Ertuğrul AYDIN’ın ve TTB MK Üyesi Dr. Filiz Ünal’ın
konuşmalarıyla başlamış, CHP Bursa milletvekili Dr. Ceyhun İRGİL’in, TBMM de
hekim sorunları ile ilgili yapılanları aktardığı konuşmasıyla devam edilmiştir.
Açılış
konuşmalarının arkasından kolaylaştırıcı heyet oluşturuldu. Heyet, TTB
Aile Hekimliği Kolu Sekreteri Dr. Yaşar ULUTAŞ, BURSAHED YK üyesi Dr. Asuman
GÜRSOY TÜRKER ve BTO Aile Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Ersan TAŞCI’dan
oluşturuldu.
TTB AHK
YK Başkanı Dr. Fethi BOZÇALI yaptığı sunu ile aile hekimliğinin başından
itibaren bugüne geldiği noktalara vurgu yaparak TTB’nin bu alanda yürüttüğü
etkinlikleri özetledi. Ardından BURSAHED adına Dr. Özlem SEZEN görsellikle işlenmiş
bir sunu ile görselliğin fonksiyonellik olmadığını vurgulayan Bursa sürecini
paylaştı. Son sunumu BTO AHK adına Dr. Can ÖZER BTO haber arşivinden derlenmiş
video ve başlıklarla Bakan Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun, Aile Hekimi nöbetleriyle
ilgili çelişen açıklamalarını paylaştı.
Sunuların
ardından, katılımcılara söz verildi.
Görüş ve
Öneriler:
Aile
Hekimliği ne durumda?
-Mc
Donalds’laştırılmış bir tıbbın istenmediği, konuşuldu/tartışıldı.
–
Birinci basamağın Temel görevinin koruyucu hekimlik olduğu, Acilde
polikliniklerde ihtiyaç varsa bunun alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşan
birimlerin açılması ile çözülebileceği,
-Aile
Hekimliğinin çok parametreli, kompleks bir uygulama olduğu, bir standardımız
olmadığı, standartlar olmadan bu işin yürütülemeyeceği, Sorun çok olunca bir
şeylere odaklanılamadığı,
-Halk
sağlığı Kurumu kurulunca halk sağlıkçılar çok sevindiği ama bugün eskiden bile
daha geri bir durumda olduğumuz,
Birinci
basamak nereye?
– Sağlık
Bakanlığının mevcut politikaları ve uygulamalarının, birinci basamağı
zayıflattığı, sağlık çalışanlarını SGK ile sözleşme yapmaya zorlayacak adımlar
içerdiği,
–
Uygulamalarla, sağlık çalışanlarını halkla karşı karşıya getirildiği,
-Hizmet
verenin memnuniyetinin de önemli olduğu,
–
Koruyucu sağlık hizmetlerine bütçeden ayrılan payın %10’lara düştüğü,
-Çok
hasta bakmakla övünen bakanlardan kurtulmamız gerektiği,
–
TTB’nin aile hekimliğinin geleceği ile ilgili yaptığı bütün öngörülerin
maalesef gerçekleştiği,
-Aile
hekimlerinin sıkıntılarının ilk günden itibaren artarak sürdüğü,
– 7/24
çalışmayı binalarla özdeşleştirmenin tehlikeli olduğu,
-Yakında
hasta sayıları düşünce ciddi gelir kayıpları yaşanacağı, yasanın bizlerin
önerileriyle yenilenmesi için çalışma yapılması gerektiği,
–
Kurumlara ait ASM binalarının arazilerinin değerlenmesi nedeniyle geri
istendiğini ve Halk Sağlığı Müdürlüklerinin bu konuda etkisiz kaldığı,
– Kar
hırsına endeksli bu sistemin bizi tükettiği,
– Tüm bu
olanların Bakanlık tarafından Sağlığın kar alanı olarak tanımlanması,
finansmanından, hizmet sunumundan çekilmesinin sonucu olduğu; Amacın hizmet
sunucunun emeğini ucuzlatmak olduğu,
–
Bulgaristan örneğinde olduğu gibi, aile hekimlerinin çok uluslu şirketlerce
yönetilen ASM’lerde ücretli çalışan durumuna düşme tehlikesiyle karşı karşıya
olduğu,
HASAM
Projesi nedir?
– HASAM
projesinin sahayla tartışılmadığı ve bürokratların da kafasının karışık olduğu,
-ASM’lerin
yıkılarak HASAM yapılacağı söylentilerinin arttığı ve bazı illerde bu
girişimlerin başlatıldığı,
–
HASAM’ları eğitim ASM gibi kullanıp hafta sonları ve hafta içi mesai sonrası
bize nöbet tutturulacağı, hele hele buralarda aşı, gebe izlem gibi
uygulamaların yapılırsa ciddi sorunlar yaşanacağı,
Cumartesi
Nöbetleri
-Bizim
de tüm çalışanlar gibi haftada 40 saat çalışmak istediğimiz ve bu çalışma
saatlerinin de düzenli olması gerektiği,
– Haklar
ve özgürlüklerin ve cezaların "yasa" ile tanımlanması gerektiği, bu
yapılmadığı sürece bize "yasal olarak" ceza verilemeyeceği,
-HSM’lerinin
ve TSM’lerin nöbete gidiliyor süsü verdiği buna zorunlu oldukları çünkü onların
da performanslarına bağlı olarak sözleşmelerinin yapıldığının bilindiği,
– 13
aydır vazgeçmeden nöbet eylemini sürdüren hekimlerin ve diğer sağlık
çalışanlarının kutlanması gerektiği,
-Sorunun
sadece "bir cumartesi nöbeti" olayı olmadığı, 7/24′ çalışma
düzeninin getirilmeye çalışıldığı,
–
Mücadelede geriye gidiş yaşanmaması gerektiği,
-Gidilen
nöbetlerde de zaten hastaların gelmediğinin gözlendiği,
– Sadece
İstanbul’da nöbetlere karşı 1000 tane dava olduğu, Türkiye’de hiçbir kuruma
karşı açılmış bu kadar davanın bulunmadığı,
Örgütlü
Mücadelenin Önemi:
-Tüm
birinci basamak sağlık hizmet alanında örgütlü yapıların işbirliği ile daha çok
sahayla ilişki içinde olmasının önemli olduğu,
-STK’ların
birbirleri ile rekabet etmeden işbirliği içinde mücadeleyi sürdürmesinin önemli
olduğu,
–
Sistemin bizleri hukukçu, teknisyen, danışman vb dönüştürdüğü,
-Sürecin
bizi bir araya getirdiği ama çok yorduğu, bir arada durmanın sahaya güç
verdiği,
-İller
arası farklı uygulamaların olduğu, idarelerin ayrımcı yaklaşımlarının sıkıntı
yarattığı,
-Çok
fazla negatif uyaran olmasına rağmen bizim hep pozitif olmamız gerektiği,
-Kurumların
ortaklaşmasının coşkumuzu artırdığı, bu nedenle buradaki siyasi söylemleri
ayrışma olarak değil, renk olarak görmek gerektiği
Ne
yapalım son söz:
-Birinci
basamağın yeniden tanımlanması, bunun çalışanların örgütsel katılımıyla
yapılması, tanımların ortaklaşması, önerilerin STK katılımıyla tartışılması
gerektiği,
– Biz
iyi hekimlik yapıyoruz, bunun halka iyi anlatılması gerektiği,
-Birinci
basamak hekimliğinin, sadece rapor verilen, ilaç yazılan birimlere
dönüştürüldüğü,
-Birinci
basamağın görev tanımının yeniden yapılarak hem halka hem de bakanlığa
anlatılmalı,
-Saldırı
ve savunmadan ziyade anlatma ve anlama yolu tercih edilmeli,
-Sorunlara
toplu ve köklü çözümler bulunmalı,
– Bu
tarz toplantılara daha çok nöbete giden arkadaşların katılması sağlanmalı,
Toplantıda,
Cumartesi direnişinin kararlılıkla sürdürüleceği STK temsilcileri ve
katılımcılar tarafından ortak görüş olarak öne çıkmıştır.