Toplantı Tarihi: 22.08.2024
Karar: 3
Toplantı zoom üzerinden gerçekleştirdi.
Toplantı notları: Toplantıda öncelikle saldırganlık ve şiddet arasındaki farklardan bahsedildi. Şiddetin tanımı; yaralama ya da kayıp oluşturma amacıyla bir kişiye, kişilere, kendine ya da topluma yönelik uygulanan güç olarak yapıldı. Şiddetin her zaman bedeni hedef almadığı ve günümüzde özellikle egemenlik kurmak için uygulandığı vurgulandı. Şiddetin ihtiyaç olmadığı halde kullanılan, güçlü olanın zayıf olana karşı kullandığı, terör, korku ve dehşet yaratmayı amaçlayan bir güç olduğu konuşuldu. Şiddetin temel kaynağı üzerine konuşuldu. Ekonomik, durumsal ve sınıfsal nedenler üzerinde duruldu. Ülkemizde sağlıkta şiddet probleminin 1980’den sonra başladığı, bu dönem öncesinde hekimlerin şiddete maruz kalmadığı, bu dönemden itibaren politik tutumlarla birlikte hekimlerin güçsüzleştirildiği, yani artık şiddet uygulanabilecek ‘zayıf’ kategoride görülmesinin teşvik edildiği, özel olarak sağlık sektöründe sağlığın piyasalaştırılmasıyla birlikte bir şiddet vurgusu olduğu, sistematik olarak halkın öfkesinin sağlıkçılara yönlendirildiği konuşuldu. Dünya genelinde sağlıkta özelleştirmelerin artması ile şiddet olaylarının arttığı ve %16’lık bir oranla en çok şiddetin görüldüğü iş kolu olduğu vurgulandı. Özel sektörde şiddet olaylarının daha az görülmesi ve nedenleri konuşuldu. Bunun özel sektöre başvuran hasta popülasyonunun orta ve üstü ekonomik koşullara sahip olan, daha eğitimli kesim olması ile ilgili olduğu, bunun bilgisizin bilgili olana karşı duyduğu, ekonomik olarak daha zor durumda olan insanların daha iyi durumda olduğunu düşündüğü “orta burjuva”ya karşı duyduğu öfkenin yansıması olduğu üzerine konuşuldu. Bunun sınıfsal bir tepki olarak değerlendirilmesi gerektiği konuşuldu. İktidarın hekimler üzerinde etki kurabilmek için şiddeti kullandığı, hekimlerin halkın öfkesi karşısında kalkan gibi kullanıldığı ve korunmasız bırakıldığı, hekimlerin de böylece halkı karşı taraf olarak görmeye başladığı ve düşmanlaştırdığı vurgulanarak, hekimlik değerlerinin korunması için halk ile düşman olmadığımız, aynı tarafta olduğumuzun hekimlere de hatırlatılması gerektiği konuşuldu. Hekimlerin halkı yanına almasının gerekliliği, otoriteye başkaldırının hedefinin hekimler olmaması gerektiğini halka anlatmanın önemi üzerinde duruldu, ‘hekim hakkı’ ‘hasta hakkı’ ayrımından kurtulmanın “sağlık hakkı” vurgusunun yapılmasının önemi konuşuldu.
Bu doğrultuda Tabip Odası olarak neler yapabiliriz üzerine konuşuldu;
- Hastanelerde x-ray cihazları ile korumanın önemsenmesi, daha güvenli çalışma ortamı hazırlanması için idarecilerle işbirliği yapmak için görüşmeler talep edilmesi, ziyaretler gerçekleştirilmesi,
- Şiddet olaylarında olayın içeriği ile ilgili doğru ve hızlı bilgi akışını sağlayacak yapılanmanın hastane temsilcilikleri aracılığıyla sağlanması,
- Sağlıkta şiddet yasasının ön plana çıkarılması, cezasızlık ve eksik ceza uygulamalarının değiştirilmesi için çalışılması,
- Şiddetle ilgili doğru verilerin toplanabilmesi için anket çalışmalarının yapılması, sağlıkta şiddetin bir türü olan mobbing ile ilgili veri toplanması için çalışmalar planlanması,
- Basında sağlıkta şiddet haberlerinin veriliş tarzı ve bunun şiddete özendiren yönünün değiştirilmesi için girişimlerde bulunulması,
- Sağlıkta şiddet ile ilgili sticker ve afiş çalışmalarının yapılması,
- Halkı ve hekimleri bir araya getiren sağlık meclislerinin kurulması,
- TTB yanımda uygulamasının yaygınlaştırılması ve işlevselleştirilmesi,
- 2018’de Toplum ve Hekim’de yayımlanan ‘SAĞLIKTA ŞİDDET TIP ÖĞRENCİLERİNİN MESLEĞE VE HASTALARA BAKIŞINI NASIL ETKİLİYOR? BİR FAKÜLTE ÖRNEĞİ’ isimli çalışmanın hep birlikte okunması ve bir sonraki toplantıda değerlendirilerek benzer çalışmaların planlanması,
- Basın, yayın ve görsel sanatların sağlıkta şiddete dikkat çekmek için aktif olarak kullanılması,
- Halkın hekimle özdeşlik kurmasını sağlayacak halkla birlikte eylemler yapılması,
- Veri toplamak için epidemiyolojik çalışmalar yapılması/desteklenmesi,
- Mobbingin de bir şiddet türü olarak sağlıkta şiddet kapsamında değerlendirilmesi ve önleme çalışmaları yapılması,
- Özel sağlık sektöründe çalışanların da sağlıkla şiddet ile ilgili çalışmalara katılımının mutlaka sağlanması,
- Şiddetin neden olduğu defansif tıp uygulamalarının sağlık hizmetinin niteliğini düşürücü sonuçlara yol açtığına vurgu yapılması,
- Şiddet olaylarına karşı tüm çalışanların ortak olarak vereceği (iş bırakma, bahçede toplanma vs. gibi) tepkilerin önceden belirlenmesi ve çalışanlar ile idare ile paylaşılması,
- “Artık Yeter”, “AYAĞA KALKIYORUZ”, “Sağlıkta Şiddeti Durduracağız” başlığı ile bir kampanya başlatılması önerildi.
Bir sonraki toplantıda sağlıkta şiddet gündemine devam edilmesi, bu süreçte, hazırlanabilecek afiş ve stickerlar için fikir yürütülmesi, toplantı tarihinin Sağlık Politikaları whatsapp grubunda haberleşerek planlanması kararlaştırıldı.
Dr. Candan Coşkun Dr. Aysun Hacer Sarıtaş
Komisyon Başkanı Komisyon Sekreteri