Hatırlanacağı gibi, Türkiye’de hekimlik yapabilmek için aranan vatandaşlık koşulu 2 Kasım 2011 tarihinde 663 Sayılı KHK ile kaldırıldı. Anayasa Mahkemesi vatandaşlık koşulunun kaldırılmasını Anayasa’ya aykırı bulmadı.
Sağlık Bakanlığı, 22 Şubat 2012 tarihinde Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliği yürürlüğe koydu. 16 Temmuz 2013’te de Suriyeli Hekimlerin sığınma merkezlerinde çalışmalarında Türkçe dil bilgisi ve denklik aranmaması yönünde bazı değişiklikler yaptı. 16 Haziran 2016 tarihinde ise Suriyeli Hekimlere sığınma merkezleri için tanınan muafiyetleri özel sağlık kuruluşlarını içine alacak şekilde genişletti.
Türk Tabipleri Birliği, Şubat 2012 ve Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe konulan hükümlerden bazılarının iptali için yargı yoluna başvurdu.
Türk Tabipleri Birliği, hekim açığı bulunan yerlerle sınırlı olarak çalışma izni verilmesi yönünde düzenleme yapılmamış olması, sağlık hizmetinin gerektirdiği iyi derecede Türkçe dil bilgisinin aranmaması, Suriyeli Hekimlerin yeterlik değerlendirmesinin ülkemiz vatandaşı ve diğer hekimlerden farklı yapılması, mesleki sicilin tutulması ve deontolojik denetim için zorunlu olan meslek örgütüne üyelik koşulunun getirilmemiş olması başta olmak üzere, toplumun/hastaların ve bütün hekimlerin haklarını koruyucu düzenlemeler yapılmadan çalışma izni verilmesine yönelik maddelerin iptalini istemiştir. Danıştay 15. Dairesi, 27 Nisan 2016 günü yapılan duruşmanın ardından gerekçeli kararını geçtiğimiz günlerde taraflara tebliğ etti.
Danıştay 15. Dairesi kararında;
- 657 Sayılı Devlet Memurları 48. Maddesinde bulunan vatandaşlık koşulu nedeniyle yabancı sağlık meslek mensuplarının kamu sağlık kuruluşlarında çalışamayacağı, yalnızca özel sağlık kuruluşlarında çalışabileceğini,
- Suriyeli sağlık meslekleri mensuplarının ülkemizde sağlık hizmeti sunacak kişilerde aranacak koşullardan muaf tutulmakla birlikte yalnızca barınma merkezlerinde kendi ülkelerinden gelen sığınmacılara sağlık hizmeti sunmasına izin verildiğini belirterek, sağlık hizmeti sunacak düzeyde dil bilgisi aranmamasına ve Suriyeli hekimlere dil bilgisi ve mesleki yeterlik değerlendirmesinde muafiyet tanınmasına ilişkin düzenlemeleri hukuka aykırı bulmadı.
- Türkiye’de özel sağlık kuruluşlarında çalışacak olan yabancı sağlık meslek mensuplarının çalışma şartları arasında tabip odalarına üye olma şartının bulunması ve çalışma başvurusunda üyeliğe dair belgenin aranması ve başvurunun bu husus dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek bu yönde düzenleme yapılmamış olmasını ise hukuka aykırı buldu.
Kararda belirtildiği üzere, 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası uyarınca İl Sağlık Müdürlüklerinin yabancılar dahil bütün hekimlere çalışma izin belgesi vermeden önce ilgili Tabip Odası üyelik belgesini istemesi, sağlık kuruluşlarının (yabancılar dahil) hekimlerin işe başlayış ve işten ayrılışlarını bulundukları yer Tabip Odasına bildirmeleri gerekmektedir.
Türk Tabipleri Birliği, sağlık hizmeti nerede verilirse verilsin, bu hizmeti alan kişilerin ayrımsız insan olduğu kavrayışı ile hizmeti sunan kişilerin ortak mesleki yeterlik kurallarına tabi olmasını savunmaktadır. Ayrıca ülkemiz vatandaşı hekimler aleyhine hekimler arasında mesleki haklar ve yükümlülükler bakımından herhangi bir ayrımcı uygulama yapılmasını benimsemez. Bu nedenle Danıştay Kararlarına karşı reddedilen hükümler yönünden temyiz yoluna gidilecektir.
Saygılarımızla.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Danıştay kararları için aşağıdaki bağlantıları tıklayınız.