Türk Tabipleri Birliği, özel sağlık merkezlerine verilen aşı ve antiserumların dağıtımıyla ilgili olarak, bütün özel sağlık kuruluşlarını adı verilen iş ortaklığınca temin edilecek yeni sistemi kullanmaya zorlayan "Aşı, Antiserum, Soğuk Zincir ve Stok Takip Sistemi Abonelik Sözleşmesi" hakkında Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı’na yazı gönderdi.
Aşılamanın Sağlık Bakanlığı eliyle yürütülmesi ve bunun için gerekli tüm donanımın da idare tarafından sağlaması gereken bir hizmet olduğuna dikkat çekilen yazıda, "Ücretsiz olarak aşı hizmeti sunan özel sağlık kuruluşlarının abonelik adı altında bir ödemeye zorlanmalarının hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır" denildi.
TTB tarafından, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı’na gönderilen yazı aşağıdadır:
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı’na
Konu: Aşı antiserum soğuk zincir ve stok takip sistemi abonelik sözleşmesi hk.
Başkanlığınız tarafından tüm il halk sağlığı müdürlüklerine gönderilen yazıda “Kurumumuz tarafından tedarik ettiği aşı ve antiserumları ücretsiz olarak uygulamak, bildirimini yapmak, soğuk zincir koşullarına ve Kurumumuzun belirlediği diğer kurallara uymak koşulu ile protokol karşılığı Halk Sağlığı Müdürlüklerinden özel sağlık kuruluşlarına (özel hastane, diyaliz merkezi, işyeri hekimi, özel muayenehane vb.) aşı ve antiserumlar verilmektedir” bilgisi verildikten sonra THSK tarafından Erbul-Ankaref-Udea iş ortaklığından tedarik edilen Aşı Antiserum Soğuk Zincir ve Stok Takip Sisteminin faaliyete geçeceği, özel sağlık kuruluşlarının aşı ve antiserum ihtiyacının Halk Sağlığı Müdürlüğünden karşılayabilmeleri için sisteme dahil olmaları gerektiği bildirilmektedir.
Yazı içeriğinden THSK tarafından bir ihale ile hizmet alımı yapıldığı anlaşılmaktadır. Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü’nün ihale sürecinde herhangi bir katılımı olup olmadığı belirlenememiş, ihalenin konusu, yapıldığı tarih, ihale usulü ile bedeline ilişkin bir bilgiye de ulaşılamamıştır.
Özel sağlık kuruluşlarına ihaleyi alan iş ortaklığı tarafından gönderilen “abonelik sözleşmesinin” incelenmesinde ise tanımlar başlıklı 2. Maddede “abone” tanımı yer almadığı görülmektedir. Yine sözleşmenin dayanak başlıklı 3. Maddesi “ihale teknik şartnamesine” atıf yapmakta olup abone olmaya zorlanan kişi ve kuruluşların denetimine olanak sağlayan bilgi içermemektedir.
Tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği 5. Maddenin 5.1.4 hükmünde “Abone’nin kullandığı ürüne ilişkin her türlü fikri ve sınai haklar 2013/3452 kayıt numaralı ihale kapsamında olup THSK’ya aittir” denilmektedir.
Sözleşmede abonelik bedelinin “takip cihazı başına KDV hariç 4 yıllık 2928 TL” olduğu iş ortaklığı tarafından tek taraflı olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin gizlilik başlıklı 15. Maddesi ile getirilen yükümlülüklerin çerçevesinin belirlenebilme olanağı yoktur. Diğer yandan reklam başlıklı 16. Maddede iş ortaklığına abonelerin ticaret ünvanını ya da ismini reklam amaçlı dağıtılan veya yayınlanan materyallerde portföy olarak kullanabilme hakkı tanınmaktadır.
Tüm özel sağlık kuruluşları ile işyeri hekimleri ve muayenehanelere aşı ve antiserum tedarik edebilmek için dayatılan “abonelik” sözleşmesiyle kamu hizmetinin görülmesine ilişkin hukuk kurallarının dışında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve sağlık alanındaki reklam mevzuatına da aykırı işlem yapılmaktadır.
Anayasanın 56. Maddesiyle “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir” sağlık hizmetlerine dair genel çerçeve çizilmiştir.
Devlet, sağlık hizmeti sunma görevini “özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir” denilerek özel sağlık kuruluşlarına dair bir belirleme de yapılmıştır.
663 sayılı KHK’nin 26/2-c. Maddesinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun Kurumun görev, yetki ve sorumlulukları arasında “Bulaşıcı, bulaşıcı olmayan, kronik hastalıklar ve kanser ile anne, çocuk, ergen, yaşlı ve engelli gibi risk gruplarıyla ilgili olarak izleme, sürveyans, inceleme, araştırma, bağışıklama ve kontrol çalışmaları yapmak, bununla ilgili verilerin toplanmasını sağlamak, belirlenen hedefler doğrultusunda plan ve programlar hazırlamak, uygulamaya koymak, denetlenmesini sağlamak, değerlendirmek, gerekli önlemleri almak, bu konuda politika ve düzenlemelerin oluşturulması için Bakanlığa teklifte bulunmak” sayılmıştır.
Umumi Hıfzısıhha Kanununun 89. Maddesine göre “Türkiye hudutları dahilinde doğan her çocuk doğumu takip eden ilk dört ay zarfında aşılanır. Çocuğun peder ve validesi aşı mecburiyetinin ifa edilmesinden aynı suretle mesuldürler. Ebeveyni olmayan çocuklar veya ebeveyni nezdinde bulunmayan çocuklar için çocuğu bakmak üzere kabul eden şahıslar veya müesseseler müdürleri mesuldürler”.
Anılan mevzuat çerçevesinde aşılama, Sağlık Bakanlığı eliyle yürütülmesi ve bunun için gerekli tüm donanımın da idare tarafından sağlaması gereken bir hizmettir. Ücretsiz olarak aşı hizmeti sunan özel sağlık kuruluşlarının “abonelik” adı altında bir ödemeye zorlanmalarının hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır.
THSK tarafından hizmet satın alımı ihalesiyle bedeli ödenmiş yazılımın fikri mülkiyeti de Kurum’a ait olmasına karşın “abonelik” adı altında iş ortaklığının tahsil edeceği bedelin Borçlar Kanunu kapsamında gabin olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Açıklanan nedenlerle özel sağlık kuruluşlarından “abonelik” sözleşmesi dayatmasından vazgeçilmesi gerektiği hususunu bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.