HİPOKRAT’IN YEMİNİNE SADIK KALARAK
MESLEĞİMİZE VE İŞİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ!
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ‘Acil Nöbet’ konusunda “aile hekiminin muhatap olduğu kitlenin karşısında daha fazla zamanda bulunmasını istiyoruz” diyerek asıl niyetini ortaya koymuştur.
Sağlık Bakanlığı, ASM çalışanları için uzun ve esnek çalışma modelini yaşama geçirmek adına, hastane acillerinde yaşanan sorunları, ya da ‘acil nöbeti’ olmadan hekimlik yapılamaz gibi türlü bahaneleri gerekçe göstererek kamuoyunu yanıltmak istemiştir. Ancak, her seferinde bu gerekçelere sığınarak çalışanların kazanılmış haklarını elinden almaya çalışan Sağlık Bakanlığı inandırıcılığını yitirmiştir.
Neden Bu Uygulamaya Karşıyız?
Bu konuda defalarca yapılan basın açıklamaları ve kitlesel eylemlerle sesini duyurmaya çalışan ASM çalışanları, sadece kendi hakları için değil, toplumun nitelikli sağlık hakkı içinde bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüğünü ve sürdürmeye devam edeceğini kamuoyu ile paylaşmıştı.
Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Çökertiliyor
1978 yılında ‘Alma-Ata Bildirgesi’ ile ‘Herkese Sağlık’ sloganıyla Temel Sağlık Hizmetleri’nin önemi tarif edilmiş dünyaca kabul görmüş, 2008 yılında ise bu bildirgenin güncelliğini ve önemini koruduğu dünya sağlık otoriteleri tarafından bir kez daha ilan edilmişti. Bu bildirgede yer alan, birinci basamak sağlık hizmetlerinin bütün toplumu kapsayan, nitelikli, ekip çalışmasına dayalı, ulaşılabilir, koruyucu hekimliği önceleyen kuralları, hükümetin yürüttüğü sağlığı piyasa koşullarına terk eden politikalarla olumsuz etkilenmiştir.
Sağlık Bakanlığı, TBMM’ye getirdiği yeni yasa tasarısıyla, ASM ve TSM’lerde esnek çalışmanın önünü açarak, bir yandan basamaklı sağlık hizmetlerini öte yandan birinci basamak hizmetlerinde çalışanların enerjisini bitirmek için var gücüyle çalışıyor.
Birinci basamağa en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde; İstanbul gibi 39 ilçesi olan bir mülteci kentinin ancak 6 ilçesinde, hedeflenen nüfusun 2/3’üne çocuk felci aşısının yapıldığı, onlarca ASM biriminin yıllardır doldurulamadığı, yönetilemeyen bir birinci basamak ortamında var olanı da tahrip edecek politikalarda ısrar ne anlama gelmektedir?
Acil Sağlık Hizmeti Niteliksiz Hale Getiriliyor
Acil servis hekimliği farklı bir mesleki eğitim süreci gerektirmektedir. Acil birimlerde sağlık hizmeti sunan çalışanlar, belirli periyodlarda bilgi becerilerini yinelemek için bir takım eğitimlerden (İleri Yaşam Desteği, Çocuk İleri Yaşam Desteği, Travma Resüsitasyon Kursu ve Temel Modülü) geçerler. Acil sağlık hizmetlerini bu alanda yeterli mesleki eğitimi ve deneyimi olmayan sağlık çalışanlarıyla gidermeye çalışmak halkın sağlığını tehlikeye atmak anlamına gelmektedir.
Acil sağlık hizmetlerindeki sorunların, birinci basamak sağlık hizmetlerinin içinin boşaltılarak giderilemeyeceği, hastane acillerinde her an şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının güvenliğini bile sağlamada acizlik gösteren bir yönetimin bu kararlarla şiddeti ASM ve TSM’lere taşıyacağı bilinmelidir.
Sağlık Bakanlığı’nın ASM çalışanlarına dayattığı, hastane acillerinde ve 112 istasyonlarındaki nöbet uygulamaları ne çalışanlar ne de toplum nezdinde kabul görmemiştir. Sağlık çalışanları yüzde 90 oranında bu haksız görev ve sorumluluk kavramlarıyla bağdaşmayan, hukuka uygun olmayan nöbetlere gitmemişlerdir, gitmeyeceklerdir.
Hastane acillerine konan nöbetlere giden hekimler ise nöbet başına 2,5 hasta bakmışlardır. Yıllardır kanayan yaramız olan “Sağlıkta Şiddet Yasası” bir türlü çıkarılamazken nöbet konusunda neden bu kadar ısrarcı olunduğu da anlaşılamamıştır.
Konuyla ilgili yasa tasarısı Meclisin Sağlık ve Bütçe Komisyonlarında görüşülürken, sağlık çalışanlarının en büyük meslek kuruluşu TTB ve diğer sağlık örgütlerimiz sürece müdahil olmuş, tasarıyla ilgili itirazlarını vekillerimize ve sağlık bakanlığına defalarca iletmiş, gerekli uyarılarda bulunmuşlardır.
Birçok yerde hasta-hekim ilişkisi güven ve saygının ötesine geçmiştir. Uğruna çalıştığımız, yıllarımızı verdiğimiz halkla karşı karşıya getirilmek isteniyoruz. Bütün olup bitenler bizim canımızı acıtıyor. Hekimlik çok sıkıntılı ve çok zor bir süreçten geçiyor. Şu anda hekimlerin geldiği yer hiç de iyi bir yer değildir. Sağlık Bakanlığı’nın meselelere çözüm odaklı bakmasının önemini, çalışanların görüş ve önerilerini dikkate alınmadan yapılacak düzenlemelerin yaşam bulamayacağının bilinmesini bir kez daha hatırlatıyoruz. Biz hekim ve sivil toplum kuruluşları olarak toplumsal ve sosyal olaylarında bir parçasıyız. Güven ve saygı üzerine inşa edilmiş bir toplum ve hekim ilişkisi istiyoruz. Bizlere kulak verildiğinde halka da kulak vermiş olunacaktır.
Kendi haklarımız, mesleğimiz, geleceğimiz ve halkın nitelikli sağlık hizmeti alma hakkı için kararlılıkla sürdürdüğümüz mücadelemizi büyüterek devam ettireceğiz.
Hipokrat’ın yeminine sadık kalarak, mesleğimizin gerekenlerini yerine getireceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Saygılarımızla.
BURSA TABİP ODASI AİLE HEKİMLİĞİ KOMİSYONU
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI BURSA ŞUBESİ
TÜRKİYE AİLE HEKİMLERİ UZMANLIK DERNEĞİ BURSA ŞUBESİ